Trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Ödeme borcu sona erdiren sebeplerden olup, sunulan ibranamenin ve iddia olunan ödemenin ve ibra keyfiyetinin araştırılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalması gerekeceği- Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceğinin öngörülmüş olduğu-
Trafik kazası nedeniyle istenen maddi ve manevi tazminat hususunda, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılması gerektiği ve manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmadığı-
Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminata hükmedilirken hak ve nesafet kuralları çerçevesinde sonuca varılması gerektiği- Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine bir tek avukatlık ücretine hükmolunacağı-
Kadının, eşinin başka kadınla olan mesajlaşmalarını öğrendikten sonra eşiyle tartıştığı, tanıkların araya girmesiyle konunun konuşulduğu ortamda erkeğin pişmanlığını dile getirdiği, tarafların akşam yemeğe çıkmaya karar verdikten sonra kadının aynı günün akşamı ailesinin yanına gittiği ve sonrasında bir araya gelmedikleri durumda erkeğin güven sarsıcı eyleminden sonra evlilik birliği devam etmediği için kadının, erkeği affettiğini kabul etmenin namümkün olduğu- Kadının, eşinin annesini bulundukları ortamdan "defol git" diyerek kovduğu her ne kadar sabit ise de güven sarsıcı davranışlarda bulunmuş erkeğin yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda daha kusurlu olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemi-
17. HD. 17.09.2019 T. E: 2016/18515, K: 8114-
Uzun süreli kira sözleşmelerinde edimler arasındaki dengenin aşırı bozulması ve sözleşmenin taraflar açısından çekilmez hale gelmesi durumunda kira parasının günün ekonomik koşullarına uyarlanması için her zaman “uyarlama” davası açılabileceği-
Olayın oluş şekli, vehameti, tarafların yaşı ve olay yerinin özelliği, olay tarihi ve tazminat hukukuna ilişkin ilkeler nazara alındığında yersiz ve kabul edilemeyecek gerekçelerle manevi tazminat miktarının düşük seviyede hükmedilmesinin hatalı olduğu- İhtiyari dava arkadaşı davacılar ayrı ayrı manevi tazminat isteminde bulunduğundan ve her bir davacı için kısmen kabul kararı verildiğinden, davacıların her biri için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Davacı ile davalının aynı firmada çalıştığı, davacının müdür konumunda olduğu, davalının ise aynı firmada psikolog olarak çalıştığı ve görevden ayrılmasından sonra kendisine mobing uygulandığından bahisle şirketin üst yönetimine davacıyı şikayet ettiği, davaya konu söz ve şikayetlerin yasal şikayet hakkı kapsamında sarf edildiği, ayrıca iddia edilen hususlarda emare olduğu da anlaşılmasına göre davalının hak arama özgürlüğü kapsamında şikayet hakkını kullandığının kabulü gerektiği- Olay tarihi, olayların gelişim süreci, tarafların konumu ve yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde takdir edilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu-