Kambiyo senedi niteliğinde olan çekin, düzenlenmesine esas teşkil eden temel ilişkiden bağımsız kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi taahüdünü içeren mücerret (soyut) bir borç ilişkini ifade edip, bedelsizlik iddiası keşideci davacı ve lehtar davalı arasındaki temel ilişkide şahsi defi olup davanın tarafları dışındaki iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden ödeme aracı olan çekin tedavül kabiliyetini ortadan kaldıracak ve davanın tarafları dışında üçüncü kişileri bağlayacak şekilde ihtiyati tedbir kararı da verilemeyeceği, davaya konu çek hakkında üçüncü kişileri de bağlayacak şekilde ödemeden men ihtiyati tedbir talebinin yasal şartlarının bu sebeplerle oluşmadığı, temel ilişkinin tarafları yönünden; davacının, bu çekler karşılığında mal verilmediğini ve çeklerin davalı nezdinde bedelsiz kaldığını ispat etmesi gerektiği, dosyanın mevcut kapsamı itibariyle bu konuda yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden, tedbir talebinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Muhdesatın tespiti isteğine ilişkin davada, davacı, dava dilekçesinde açıkça tanık deliline dayandığına göre, öncelikle, taraflara tanıklarını liste halinde vermeleri için usule uygun kesin süre ve imkan verilmesi, belirlenen yerel bilirkişi listesinde yer alan kişiler ile taraf tanıklarının HMK. mad. 240, 243 ve 259 uyarınca davetiye ile keşif yerine çağrılarak, aynı Kanunun 259/2 ve 290/2. maddeleri hükümleri uyarınca ve mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmeleri gerektiği- Muhdesat tespiti davasının, ortaklığın giderilmesi davasında, muhdesat iddiasını açıkça kabul etmeyen tüm paydaşlara karşı açılacağı- Muhdesatın tespiti davasının, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyet hükmüne tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir dava olduğu-
"Yatırılan avansla tüm taşınmazların keşfinin yapılması, eksik avans varsa bunun taraflara her zaman tamamlattırılması ve dava sonunda da diğer mahkeme giderleri ile birlikte haksız çıkan taraftan tahsili imkanı varken bu yola gidilmeyerek sadece iki parselin keşfinin yapılması ve diğer parseller yönünden keşif avansı yatırılmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ekonomisine uygun olmadığından, davacıya keşif ve diğer deliller ile davasını ispatlayabilmesi için yeniden imkan tanınmasıyla elde edilecek delillere göre karar verilmesi" gerektiğinden verilen bozma ilâmına mahkemece uyularak, kadastro tesbitine itiraz niteliğindeki davada yapılan yargılama sonucu; " çekişmeli taşınmazlar başında dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanık beyanlarından, dava konusu taşınmazların evveliyatında muris ... ... ait iken, muris tarafından sağlığında oğlu ... satıldığı, taşınmazların 50 yıldan fazladır ... ... ve mirasçıları tarafından kullanıldığı, davacının taşınmazları hiç kullanmadığı" anlaşıldığından, davacının davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-