TMK'nun 701 ve 702. maddeleri gereğince terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu-Elbirliği mülkiyetine tabi terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir veya birkaç mirasçının tek başına dava açmasının olanaksız olduğu- TMK'nun 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliği aranacağı, dava açmada bir tasarrufi bir işlem olduğundan tüm mirasçıların birlikte açmaları gerekeceği- Dava sadece mirasçılardan ... tarafından açılmış, davacı vekili taşınmazın vekil edeni adına tescilini istemiş, mirasçılardan ... ile ... davaya muvafakat ettiklerini yazılı olarak bildirmiş iseler de, mirasçılık belgesi ve nüfus kayıtlarından bu kişiler dışında başka mirasçıların bulunduğu anlaşıldığı-
Mahkemece 4342 s. Mera Kanunu'nun geçici 3. maddesindeki koşullarının varlığı veya yokluğu üzerinde yeterince durulmamasının isabetsiz olduğu- Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte incelenerek ve davacıya yapılan tahsisin niteliği de araştırılarak yerinde şehir plancısı, ziraatçı bilirkişi ve harita mühendisi bulundurmak koşuluyla yeniden keşif yapılması, 2981 sayılı Kanunu mad. 10/c. ve imar planı uygulama haritalarının belediyeden sağlanması ve bu haritaların kapsamına göre mera olan taşınmazların 01.01.2003 tarihinden önce yerleşim yeri olarak işgal edilen yerlerden olup olmadığı resmi deliller toplanarak ve bu tarihlere yakın tarihlerde çekilen hava fotoğraflarından da yararlanarak saptanması gerektiği; öte yandan, meranın artık mera olarak kullanılmasının teknik açıdan mümkün bulunup bulunmadığı parsel bazında değil, imar planları ve ada bazında ziraatçı bilirkişiye incelettirilmeli, HMK. mad. 290 hükmü gereğince keşfi izlemeye olanak sağlayacak ve bilirkişi raporlarını denetlemeye yardımcı olacak sayıda fotoğraf çektirilerek dosyaya konulması, böylelikle ortaya çıkacak sonuca uygun bir hüküm kurulması gerektiği- 
Öncesi mera olan taşınmazın 01.01.2003 tarihinden önce yerleşim yeri olarak işgal edilen yerlerden olup olmadığının resmi deliller toplanmak ve yakın tarihte çekilen hava fotoğraflarından yararlanmak suretiyle saptanması gerekeceği- Meranın artık mera olarak kullanılmasının teknik açıdan mümkün olup olmadığının, parsel bazında değil, imar planı ve ada bazında ziraatçi bilirkişiye incelettirilmesi, söz konusu yerin fotoğrafının çekilmesi, taşınmazın durumunun bu şekilde değerlendirilmesi gerekeceği-
6183 s. AATUHK mad. 66 gereğince açılmış istihkak istemine ilişkin davada, davacı vekili, "davalı idare tarafından, ticari işletme rehnine konu menkullerin haczedildiğini" belirterek "istihkak" iddiasında bulunmuş, ve aynı Yasanın 21/2 maddesi gereğince "rehin haklarının saklı tutulmasına,rehin kapsamındaki malların davalı idare tarafından satışı halinde mad. 74/2 dikkate alınarak satış bedelinden öncelikle rehin alacağının ödenmesine, satış bedelinin rehinli alacaklarının ve takip giderlerini geçmemesi halinde satışın tehir edilmesine karar verilmesini" talep etmiş olup, mahkemece, keşfin davacıya ait adreste yapılmaması da gözönüne alınarak, davacı vekilinin dilekçeleri doğrultusunda HMK. mad. 288, 290 ve 291/3'deki yasal düzenleme gereğince, "haciz adresinde faaliyette bulunan dava dışı şirketlere belirlenecek keşif gün ve saatinin bildirilmesi", mahcuzların bulunduğu adreste keşif yapılması dava konusu mahcuzların ticari işletme rehni kapsamında olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Keşif günü duruşmada belirlenen gün dışında yapıldığından yeni keşif gününün bulunmayan taraflara tebliği gerekeceği, aksi halde hükme esas alınan keşif, davalının yokluğunda hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek yapıldığından, yöntemince yapılmayan bu keşfe dayanarak hüküm kurulamayacağı- Orman Yönetimince taşınmazın orman olduğu iddiasıyla açılan kadastro tespitine itiraza ilişkin davadaki bilİrkişi incelemesi ve keşif usulü- 
Dava imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olup imar-ihyanın başladığı değil tamamlandığı tarihten itibaren kazanmayı sağlayan süre işlemeye başlayacağına göre davada imar-ihyanın tamamlandığı tarihin belirlenmesinin önem kazandığı, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları imar-ihyanın tamamlandığı tarih bakımından birbiri ile çelişkili tarihler ifade etmekte olup, taşınmazın 1999 yılında Hazine adına tapuya tescil edildiği de gözetildiğinde en geç 1979 yılında imar-ihyanın tamamlandığının belirlenmesi halinde davacı açısından mülkiyeti kazanma imkanının doğabileceği-
Mahkemece tanıkların keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, tarafların ileri sürdüğü gibi, anne ve babalarından gelen taşınmazların tüm mirasçıların katılımıyla yapılmış bir paylaşımın olup olmadığı, kimlere nerelerin düştüğü, sözleşmeye uygun hareket edilip edilmediğinin, getirtilecek tapu kayıtlarıyla karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi, belirtilen konularda yerel bilirkişi ve tanıkların bilgilerine başvurulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesinin gerekeceği-
Hükme esas teşkil eden keşfin davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmeden evvel davadan haberdar olmadığı tarihte yapıldığı- HMK mad. 290 uyarınca keşfin, taraflar usulen dava edildikten sonra hazır iseler huzurlarında, aksi takdirde yokluklarında yapılacağı, bu kuralın ihlali halinde bir tarafın savunma hakkının kısıtlanmış, hukuki dinlenme hakkının elinden alınmış sayılacağı,usulünce yapılmayan bu keşfe dayanarak hüküm kurulamayacağı-
Tarladaki ürüne hangi hayvan tarafından zarar verildiğini saptamak için o yörede uygulanan “koyun çekme” ya da “sürü çekme” denilen örf ve âdet niteliğindeki yönteme başvurulması ve bunun sonucuna göre hüküm verilmesi gerekeceği -