2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20/d maddesine uygun şekilde noterde düzenlenen sözleşme ile, iyiniyetle aracı satın almış olan kişinin mülkiyeti kazanacağı, mülkiyetin alıcıya geçmesi için trafik sicilinde aracın alıcı adına tescilinin -tescil işlemi «açıklayıcı» bir işlem olup, satışın geçerliliğini etkileyici nitelikte «kurucu» bir işlem olmadığından- zorunlu olmadığı–
Noter satışından sonra aracın davacı üçüncü kişi adına trafikte tescil edilmemesinin satışı geçersiz kılmayacağı, satışın trafik siciline işlenmesinin idari bir işlem olduğu, araç maliki bulunan davacının açtığı istihkak davasının kabulü gerekirken,kanıtlanmayan muvazaa gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlu şirket ile istihkak iddiasında bulunan şirketin ortaklarının aynı kişiler veya aynı soyadını taşıyan kişiler olması ya da temsilcilerinin aynı kişi olması halinde şirketler arasında «organik bağ» bulunduğu ve dolayısıyla bunlar arasındaki -devir, satış, kira gibi- işlemlerin -kural olarak- alacaklardan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler olarak kabulü gerekeceği–
Haczin, borçlunun konutunun altındaki ahırda, borçlunun eşinin huzurunda yapılmış olması, davacının dayandığı hayvan pasaportlarına göre kayıt tarihinin, borcun doğumundan sonra olması, hacizde hazır bulunan borçlunun annesinin “mahcuzların borçluya ait olduğu” yönünde beyanda bulunması nedeniyle, alacaklı yararına olan mülkiyet karinesinin aksinin 3. kişi tarafından kanıtlanamaması halinde, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Haczin borçlu şirketin adresinde yapılmamış olması, haczedilen malların davacı şirket kayıtlarında yer alması ve ayrıca borçlu ile üçüncü kişi arasında danışıklı işlemler yapıldığını kanıtlamaya elverişli deliller sunulmamış olması halinde, mahkemece davacı üçüncü kişi tarafından açılan istihkak davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Haciz mahallinde borçluya ait evrak/eşya bulunması halinde orasının borçlunun evi ya da işyeri sayılacağı ve oradaki malların keza borçluya ait sayılacağı; bu durumda İİK.’nun 97/a maddesindeki “mülkiyet karinesi”nin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına sayılacağı-
Dava konusu taşınır mallar davalı 3. kişinin işyeri adresinde haczedilmiş olduğu, İcra ve iflas kanununun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin 3. kişi yararına olduğu-