İstihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile, davalının yerleşim yeri mahkemelerinde açılmasının mümkün olduğu, davanın bunların dışındaki bir yerde açılması halinde ise, yetki ilk itirazında bulunulmuşsa HMK’nun 19, 331. maddeleri uyarınca yetkisizlik kararı verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, yapılacak iş; taraf teşkili sağlanarak, takip miktarı veya mahcuzun değerinden hangisi az ise, o değer üzerinden nispi harç alınarak ve bu şekilde noksan harç tamamlattırılarak tarafların tüm delilleri toplanarak, çekişmenin istihkak davası prosedürüne göre çözümlenmesi, yargılamanın duruşmalı olarak yapılması, davalılara duruşma gününü bildiren davetiye tebliğinin sağlanması, davalı tarafından HMK'nin 19. maddesi hükmüne uygun süresinde yetki itirazında bulunulması halinde, 6100 sayılı HMK'da belirtilen ilkeler çerçevesinde incelenmesi, yetki itirazında bulunulmaması halinde; davanın esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Yetki itirazında birden fazla olarak belirtildiği ve yetkili icra dairelerinden hangisinin seçtiğinin belirtilmediğinden, HMK mad. 19/2 hükmüne aykırı davrandığı-
Yetkili icra dairesi davalı tarafından ticari ilişki kabul edilmediğinden HMK 6. maddesi uyarınca davalının yerleşim yeri İcra Müdürlüğü olup, davalı tarafından yetkili icra dairesinin farklı belirtilmesi karşısında usule uygun bir yetki itirazının varlığından söz edilemeyeceği, mahkemece usule uygun yetki itirazında bulunulmadığı, takibin yapıldığı icra dairesinin bu nedenle yetkili hale geldiği-
Y.in kamu düzenine ilişkin olmadığı hâllerde tarafların yetki sözleşmesi (HMK m. 17) ile başka bir mahkemeyi yetkili kılabileceği gibi bu durumda yetki itirazının ancak ilk itiraz olarak ileri sürülebileceği, yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekeceği; yetki itirazında bulunan tarafın, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmek zorunda olduğu- 6502 s. Tüketici Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki tüketici işlemlerine, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına bu işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise kural olarak o kanun hükümlerinin uygulanacağı- Mesken elektrik aboneliğinin bulunan davalı ile davacı arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığı, sözleşmenin taraflarından birinin tüketici, diğerinin satıcı, uyuşmazlığın da tüketime konu mala ilişkin olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı- Mahkemenin hem yetkisine hem de görevine ilişkin bir itirazın ya da incelemenin söz konusu olduğu hâllerde mahkemenin öncelikle görevli olup olmadığı hakkında bir karar vermesi, görevsiz ise öncelikle görevsizlik kararı verip, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi ve yetki itirazı hakkında bu görevli mahkemede bir karar verilmesi gerektiği-
Yetkili icra dairesinin açıkça belirtilmediği yetki itirazlarının dikkate alınamayacağı-
İstihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılmasının mümkün olduğu, HMK’nun 7/1. maddesi gereğince davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılmasının mümkün olduğu, basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında yasaca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki itirazının HMK'nun 19/2. maddesi gereğince cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekeceği, HMK'nun 19/4. madde hükmüne göre de yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği-
Genel yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğu (HMK. mad. 6.)- Sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu (HMK. mad. 10)- Tüketici davalarının tüketicinin ikametgahı mahkemesinde de açılabileceği (6502 s. K. mad. 73/5)- Davacının seçimine göre, tüketici davalarının hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabileceği- Tüketicinin, seçimlik haklarından hiçbirisini kullanmayarak başka bir yerde dava açması ve davalı cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunarak kendi yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunu ileri sürmesine karşın, mahkemece, davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu kabul edilerek "davacı tüketicinin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğuna" karar verilemeyeceği; "davalının usulüne uygun yetki itirazında belirttiği mahkemelerinin yetkili olduğuna" kararı verilmesi gerektiği-
Birden fazla yetkili icra dairesi varsa, borçlunun yetki itirazında seçtiği icra dairesini bildirmesi gerekeceği, aksi takdirde yetki itirazının dikkate alınmayacağı-
Takip dayanağı bonoda bonoyu tanzim eden gerçek kişi olup dosyada tacir olduğuna ilişkin belge bulunmadığına göre Ereğli İcra Müdürlüklerinin yetkili kılındığına ilişkin bonoda yazılı bulunan yetki kaydının geçersiz olduğu, kaldı ki; Türkiye’de Ereğli isminde birden fazla ilçe bulunduğundan söz konusu yetki kaydı ile hangi ilçenin belirlendiği anlaşılamayacağından geçerli bir yetki kaydının varlığından da bahsedilemeyeceği- İcra takibinin Kocaeli İcra Müdürlüğü’nde başlatıldığı, muteriz borçlu vekilinin icra mahkemesine verdiği dilekçede, Karadeniz Ereğli İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu ileri sürdüğünün görüldüğü, bononun tanzim yeri ve borçlunun ikametgah adresinin Etimesgut/Ankara olması nedeniyle (Etimesgut ilçesinin bağlı olduğu) Batı Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu kabul edilebilir ise de; borçlunun itiraz dilekçesinde yetkili yeri HMK'nun 19/2. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak göstermemiş olması sebebi ile itirazının dikkate alınamayacağı-