Davaya ilişkin kesin yetkinin bulunmaması halinde yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekeceği; yetki itirazında bulunan tarafın, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmesi gerektiği; aksi takdirde yetki itirazının dikkate alınmayacağı-
Davaya konu olayda, cevap süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulduğundan, mahkemece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemenin yetkinin kesin olmadığı hallerde yetki itirazında bulunan tarafın cevap dilekçesinde yetkili mahkemeyi birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildireceği-
Cevap dilekçesini verme süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu, davalının iki haftalık yasal süre geçtikten sonra cevap dilekçesiyle yapılan yetki itirazının süresinde yapılmadığından dinlenemeyeceği-
Süresinde "ilk itiraz" olarak mahkemenin yetkisiz olduğu ileri sürülmediğinden ve kesin yetki de bulunmadığından, mahkemenin, HMK'nın 19. maddesi uyarınca yetkili hale geldiği gözetilerek, davaya bakmakla yetkili olduğunun kabulü ile davanın esası incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı olarak HMK'nın 17. maddesindeki münhasır yetki kuralına "kesin yetki" anlamı verilerek, sonuca ulaşılmasının yerinde olmadığı-
Basit yargılama usulüne tabi olan tasarrufun iptali davasında yetki itirazının, 2 haftalık cevap süresi içinde yapılması gerekeceği-
Yetki itirazında yetkili icra dairesinin yargı teşkilatının neresi olduğunun açıkça gösterilmesi gerektiği-
Davacının tasarrufun iptali davasını dilerse davalı borçlunun yerleşim yeri mahkemesinde, dilerse davalı üçüncü kişinin yerleşim yeri mahkemesinde açabileceği- HMK'nun yürürlük tarihinden önce açılan davalar bakımından, tarafların tacir veya tüzel kişi olmasına bakılmaksızın alacaklı ile borçlu arasında yazılı yetki sözleşmesi varsa sözleşmede yetkili gösterilen yer mahkemesinin de yetkili olacağı (HUMK. mad. 22) ve davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, borçlu davalı tarafından yapılan yetki sözleşmesi diğer davalıyı da bağlayacağı- Yetki itirazında yetkili mahkemenin açıkça, tek ve doğru olarak gösterilmemesi halinde (HUMK. mad. 23; HMK. mad. 19), mahkemenin gerçek yetkili mahkemenin neresi olduğunu araştırmadan yetki itirazının reddi yönünde karar vermesi gerekeceği-
Yetki itirazında bulunmayan davalı üçüncü kişi ile borçlu arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, yalnız bir davalının ileri sürdüğü yetki itirazının hukuki sonuç doğurmayacağı- Davacı alacaklı bankanın icra takibine konu ettiği ve borçlu tarafından imzalanan alacağın dayanağı kredi sözleşmesinde sözleşmeyi imzalayan banka şubesinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkisi kabul edilmiş olduğundan, bu durumda davacının davasını yetkili mahkemede açmış olduğunun kabulü gerektiği; arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan borçlu davalı tarafında yapılan yetki sözleşmesi diğer davalıyı da bağlayacağı-  HUMK. mad. 22 uyarınca, tarafların tacir veya tüzel kişi olmasına bakılmaksızın, HMK'nın yürürlük tarihinden önce açılan davalar bakımından alacaklı ile borçlu arasında yazılı yetki sözleşmesinde yetkili gösterilen yer mahkemesinin de yetkili olacağı-
Mahkemenin yetkili olmadığını iddia eden tarafın, yetkili yeri beyan etmesi gerekeceği, borçlunun yetkili yerler arasında tercih yapmadığı zaman, tercih hakkı karşı tarafa geçeceğinden, yer göstermeyen borçlunun yetki itirazının reddi gerekeceği-