Müşterilere «ihaleye girmemeleri» konusunda rica ve telkinde bulunulmasının, ihalenin feshine neden olacağı—
«Ağlayanın malı, gülene hayır etmez» şeklinde manevi telkinde bulunmanın, «ihaleye fesat karıştırmak» sayılacağı-
Ortaklığın giderilmesi ilamı kesinleşmeden taşınmazın satışının yapılamayacağı—
Taşınmazı ihalede satın alan kişinin, ihalede satın aldığı taşınmazda kiracı olarak bulunan (ancak, önceki malike kira parasını vermiş olan) kişiden, ihale tarihinden sonra işleyecek kiraları istemeyeceği, bunlar için önceki malike karşı talepte bulunabileceği—
İİK. mad. 129’da sözü geçen «rüçhanlı alacaklar» kavramı ile; «satış isteyenin alacağına göre önceliği olan alacakla»rın kastedildiği—
“Şikayet”, “dava” niteliğinde bulunmadığından, icra mahkemesindeki şikayet'e, üçüncü kişilerin “müdahale”de (HUMK. 54 vd., şimdi; HMK. mad. 67 vd.) bulunamayacağı–
6183 sayılı yasaya göre yapılan ihalelerde de kural olarak her parsel ya da bağımsız bölümün ayrı ayrı satışa çıkarılması ve ilanda satış saatinin gösterilmesi gerekeceği—
Vasi tarafından ihalenin bozulması isteminde bulunulabilmesi için, sulh mahkemesinden «husumet izni» alınmasına gerek bulunduğu–
«Haciz»lerin yükümlülük olmadığı, bu nedenle taşınmaz üzerindeki hacizlere «yükümlülük listesi»nde yer verilmeyeceği—
Açılan ihalenin feshi davasında, satışına karar verilen taşınmaz hakkında açıldığı ve kazanıldığı bildirilen tapu iptali davasına ait dosyanın getirtilerek incelenmesi gerekeceği—