Kısıtlanması istenilenin bankadan kredi çektiği, çekilen kredinin nedenini açıklamadığı gibi davadan sonra borcu için iki adet taşınmaz sattığını açıklamasına rağmen borcunu ödemediği ve hakkında hapsen tazyik kararına neden olduğu, dinlenen tanık beyanları kapsamına göre de taşınmaz satış paralarını tefecilere kaptırdığı, mallarını idare edecek durumda olmadığı anlaşıldığından kısıtlanması istenilen hakkında yasal koşulların gerçekleştiği, 406. madde uyarınca kısıtlanma kararı verilmesi gerekeceği-
Davacı vekili dava dilekçesinde; akıl hastalığı yanında Türk Medeni Kanununun 406. maddesi gereğince mal varlığını kötü yönetme sebebiyle de vasi atanmasını istemiş olup, resmi sağlık kurulundan rapor alınarak ilgilinin akli durumu değerlendirilmiş, ancak malvarlığını kötü yönetme, savurganlık iddiası yönünden herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmamış olduğundan vesayete ilişkin hükümlerin kamu düzenine ilişkin bulunması nedeniyle mahkemece, kendiliğinden bu yönde araştırma ve inceleme yapılması, tarafların tüm delillerinin toplanması gerekeceği-
Yasal danışman atanmasına ilişkin dava kamu düzeni ile yakından ilgili olup dosya içindeki bilgi ve belgeler, taraf beyanları ve tanık anlatımlarına göre kısıtlı adayının kredi kartları ile harcama yapması dışında herhangi bir eylemi olmadığı, bankalara başvuru halinde kredi kartlarının iptali ve sınırlandırılmasının her zaman için mümkün olduğu dikkate alındığında TMK.nun 406. ve 429. maddeleri çerçevesinde tüm deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar vermek gerekeceği-
Boşanma kararı ile müşterek çocuğun velayeti anneye verilmişse de küçük üzerinde velayet hakkına sahip olan anne ölmüş olduğundan, bu halde çocuğun velayetinin kendiliğinden babasına geçmeyeceği, velayete sahip olan annenin ölümüyle küçük üzerindeki velayetin son bulmuş ve küçüğün velisiz kalmış sayılacağı.-Boşanma kararıyla velayet kendisine verilmiş olan annenin ölmüş olması, velayet bakımından durum değişikliği olduğundan, hakimin re'sen harekete geçmesi ve çocuğun menfaatine göre gerekli önemleri alması gerekeceği-
Kısıtlının yaşı, açıklanan eylemleri dikkate alındığında her türlü etkilemeye açık olduğu, malvarlığını kötü yönettiği, kendisini ve ailesini darlık ve yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açtığı, bu haliyle Türk Medeni Kanunu'nun 406. maddesindeki koşulların gerçekleştiğinin kabulü gerekeceği-
Kısıtlanması talep edilen davalının, kendisinden yaşça küçük biriyle evlenmiş olması ve bir taşınmazını üçüncü bir kişiye tapuda değerini düşük göstermek suretiyle satması; onun savurgan olduğunu göstermeyeceğinden kısıtlama davasının reddi gerekeceği-
Kısıtlanması istenen davalının kendisinden yaşça küçük biriyle evlenmesinin, bir taşınmazı değerini düşük göstermek suretiyle satmasının davalının kısıtlanmasına neden olmayacağı-
Vasi atanmasına ilişkin hükümlerin kamu düzeninden olduğu, mahkemece re-sen araştırma yapılması gerektiği-
Vasi atanması talebinde akıl hastalığı yanında malvarlığını kötü yönetme sebebininde ileri sürülmüş olması durumunda bu talebin incelenmeden sadece akıl hastalığı sebebiyle bağlı olarak hüküm kurmanın usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kısıtlanması istenilen kişinin borçlarından dolayı uzun yıllar hakkında çok sayıda icra takibi yapıldığı, mahkemede tanık olarak dinlenen babasının bankalara olan borçlarını ödediğini ancak ödeme gücünün kalmadığını, dinlenen kısıtlı adayının 30-40 milyar borcunun olduğunu ve dosyada bulunan imzalı boş bonoları niçin imzaladığını bilmediğini ifade ettikleri, kısıtlı adayının çeşitli şirketlere borçlarının bulunduğu ve çok sayıda telefon aboneliği ile ödenmeyen borçları dikkate alındığında, bu kişinin kısıtlanması için yeterli sebep bulunduğu halde, davanın reddine karar verilemeyeceği-