Genel haciz yolu ile takiplerde, takibe itiraz edilmiş olması halinde takibin duracağı, ancak bu olgunun, İİK’nun 261. maddesi gereğince daha önce uygulanan ihtiyati hacizleri hükümsüz kılmayacağı gibi, kalan alacak bölümü için ihtiyati haciz uygulanmasını etkilemeyeceği, takibin durmuş olmasının sadece, dosyaya giren paranın alacaklıya ödenmesine engel teşkil edeceği–
İhtiyati haciz aşamasında -henüz asıl borçlu hakkında icra takibi başlamadan- bir kişinin, başkasının borcuna «icra kefili» olabileceği–
Alacaklının, icra takibine geçtikten ve borçlunun süresi içinde itiraz etmesi üzerine takip durduktan sonra da, mahkemeden ihtiyati haciz kararı alıp bunu uygulayabileceği, takibin itiraz ile durmuş olmasının, ‘tedbir’ niteliğinde olan ihtiyati haczin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği–
İhtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinde infazının istenmemiş olması halinde, ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkacağı–
Asıl borçlu hakkındaki takibin kesinleşmesinden sonra, dosya borcuna kefil olmuş olan kişi hakkında da takipte bulunulabileceği–
İİK. mad. 289 uyarınca konkordato müddeti içinde "rehinli alacaklar müstesna olmak üzere borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamayacağı ve evvelce başlamış takipler duracağı", ihtiyati haczin ise alacaklıların haklarını temin için borçlunun mallarına konan tedbir olup icra takibinden veya açılacak davadan öncede uygulanabileceği; ihtiyati haczin takip muamelesi de sayılamayacağı-Borçlunun konkordato isteminden vazgeçmesi sebebi ile konkordato mühleti kaldırıldığından, ihtiyati haciz uygulamasının borçlunun konkordato projesini sonuçsuz bırakacağından da söz edilemeyeceği-
Takipten sonra ve takibe itiraz edilmiş olması halinde dahi tedbir mahiyetinde olan ihtiyati haciz kararı alınıp itiraza uğrayan takip dosyasında uygulanmasının mümkün olacağı, takibe itirazın bu ihtiyati haciz kararının kesin hacze dönüşmesine engel teşkil edeceği-
Borçlunun haciz (ya da; ihtiyati haciz) sırasındaki ikrarının takip hukuku bakımından geçerli olup, borçluyu -icra takibinde ve icra mahkemesinde bağlayacağı, borçlunun bu ikrarından -"ikrarın baskı altında yapıldığı" iddiası ile- dönemeyeceği–
İhtiyati haciz uygulanırken borçlunun ‘dava ve itiraz hakkını saklı tutarak’ borca mahsuben yaptığı ödeme nedeniyle, ‘borcu kabul ettiği’ sonucuna varılamayacağı–