Avukat olmayan kişinin, alacaklı vekili sıfatıyla yaptığı icra işlemleri geçersiz olduğundan, bu işlemlerin, sonradan icazet olunsa da geçerli hale gelmeyeceği- Avukat yanında çalışan katibin alacaklı adına şahsen veya yanında çalıştığı avukat adına imza atmak suretiyle vekaleten icra işlemleri yapmasına mümkün olmadığından, icra mahkemesince, alacaklı vekiline, icra takip dosyalarındaki hangi işlemler için kendisi adına imza attığının sorulması, işlemlerin niteliği dikkate alınarak her bir işlem için ayrı ayrı karar verilmesi gerektiği-
Borçlu şirketin yetkili temsilcisi tarafından vekil tayin edilen kişi, şirketin yetkili temsilcisi olmayıp avukat da olmadığından, borçlu şirket adına vekaleten yaptığı itirazın geçersiz olacağı ve borçlu hakkındaki takibin kesinleşeceği-
İcra dairesinde işlem yapacak vekilin ise avukat sıfatını taşımasının zorunlu olduğu- Geçersiz itiraza sonradan icazet verilebileceğinden söz edilemeyeceği-
İcra dairesinde işlem yapmak için vekilin avukat sıfatını taşıması gerektiği- Şirket yetkilisine vekaleten avukat olmayan kişinin icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesinin geçersiz olduğu, olayda HUMK'nun 67/1. maddesinin uygulanması sözkonusu olmadığından geçersiz itiraza sonradan icazet verilebileceğinden de söz edilemeyeceği-
İcra dairesinde işlem yapmak için vekilin avukat sıfatını taşıması gerektiği- Şirket müdürüne vekaleten icra dairesini sunulan itiraz dilekçesinin geçersiz olduğu, olayda HUMK'nun 67/1. maddesinin uygulanması sözkonusu olmadığından geçersiz itiraza sonradan icazet verilebileceğinden de söz edilemeyeceği-
İcra dairesinde işlem yapmak için vekilin avukat sıfatını taşıması gerektiği- Şirket müdürüne vekaleten icra dairesine sunulan haciz ihbarnamesine itiraz dilekçesinin geçersiz olduğu, olayda HUMK'nun 67/1. maddesinin uygulanması sözkonusu olmadığından geçersiz itiraza sonradan icazet verilebileceğinden de söz edilemeyeceği-
Savunma sırasında –mahkemedeki duruşmalarda veya TBMM’deki konuşmalarda– yapılan açıklamaların, sarfedilen sözlerin «savunma amacıyla ve savunma sınır içerisinde kaldığı ölçüde» hukuka uygun sayılacağı ve «kişilik haklarını zedelediği» ileri sürülerek manevi tazminata hükmedilemeyeceği–