Adi iflas yolu ile takibe vaki itirazın kaldırılması ve iflas davası sonucunda verilen hüküm, belli bir alacağı hüküm altına alan ve maddi hukuk bakımından bu alacağın tahsili sonucunu doğurmayan; sadece yenilik doğurucu sonuç ortaya çıkartan bir hüküm olduğundan iflas davalarının kural olarak davacının alacağının miktarı bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceği- Davacı yanın alacak tutarının yanlış belirlendiğine ilişkin temyiz itirazının, davalının depo emri gereğini yerine getirmemiş olması nedeniyle iflasına karar verilmiş olması karşısında dinlenebilir bir itiraz olmadığı-
İflas davasını açmış olan kişinin yabancı uyruklu olması halinde, davanın görülebilmesi için teminat gösterilmesi gerekeceği-
Davacı tarafça, davalıya itafen gönderilen ihtarnamede, davalıya 3 günlük süre tanınmış olması halinde mahkemece depo emrinin hesaplanmasında davalının temerrüt tarihinin belirlenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
İİK.nun 174 ve 158. maddelerinde "icra inkar tazminatı"na ilişkin bir düzenleme yapılmamış olduğundan, iflâs davası sonunda "inkar tazminatı"na hükmedilemeyeceği gibi, "maktu vekalet ücreti" yerine "nisbi vekalet ücreti"ne de hükmedilemeyeceği–
Bir tacir hakkında iki kez "iflâs kararı" verilemezse de bunun için ilk iflâs kararının kesinleşmiş olması gerekeceği, eğer ilk karar kesinleşmemişse, yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir hüküm kurulması gerekeceği–
Depo emrini esas tutarın hesaplanmasını, iflas davasına ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücretinin de dikkate alınması gerekeceği-
İflâs davası sonucunda "iflâs kararı" ile birlikte "maktu harç"a hükmedilmesi gerekeceği–
Borçlu hakkında başlatılan iflas yolu ile adi takibin borçlunun itirazı ile durmasından sonra, alacaklının yatırdığı peşin harcın, alacaklı tarafından açılan iflas davası sırasında mahkemeye yatırılacak harca mahsup edilmesi gerekeceği–