Rücuen tazminat davasında, mevcut yetersiz hukuki ve tıbbi bulgular nedeniyle davalının münhasıran aldığı alkolün etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybederek kazaya sebebiyet verdiğini söylemenin mümkün olmadığını, daha fazla hukuki ve tıbbı veriye ihtiyaç duyulduğunu, bildirildiği, yapılan yargılamaya, tanık beyanlarına, bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre; olay tarihinde davalının sürücüsü olduğu araçla, duran araca alkollü vaziyette çarptığı ve kazada dava dışı kişinin yaralandığı, tarafların sıcağı sıcağına verdikleri polisteki ifadelerinde, aracı davalının kullandığı ve alkollü olduğunu söyledikleri, olayda davalının %100 kusurlu olduğu, aracı davalının alkollü olarak kullandığı kanaatine varıldığından davacının davasının kabulüne karar verilmişse de, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve başka unsurların da kazanın meydana gelmesinde etkili olup olmadığının tespiti ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor ile gerçekleşmediğinden davanın kabulünün yerinde olmadığı-
İşyeri sigorta poliçesi kapsamında bakiye tazminat istemine ilişkin dava-
KASKO Sigorta Sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, bilirkişi raporunca davaya konu aracın hurda halinde ve trafikten çekili olduğunun bildirilmiş olmasına göre; rapor tanzim eden makine mühendisi bilirkişiden, aracın kazadan sonraki sovtaj bedelinin tespiti hususunda denetime elverişli ek rapor alınması, hasarlı aracın kimin uhdesinde olduğunun araştırılması, davacıdan hasarlı aracın kendisinde mi bırakılacağı, davalı sigortacı uhdesinde mi bırakılacağı hususunda seçimlik hakkının sorulması, davacının bu konudaki beyanına göre sovtaj bedelinin mahsup edilip edilemeyeceği hususu kasko sigortası genel şartlardaki düzenleme değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Hırsızlık teminatı içerir işyeri sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkin davada, davalı sigortacı TTK'nun 1459. maddesi uyarınca gerçek zararı ödemekle yükümlü olup, BK'nun 114/2. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 50. maddesinin ilk cümlesi hükmüne göre; zararın gerçek miktarını kanıtlamak yükü davacı sigortalıya düşmekte ise de, hırsızlık olgusunun aksinin kanıtlanamaması karşısında, davacı tarafa, iddia ettiği miktarın ispatı bakımından başkaca (her türlü) delilleri varsa ibraz ettirilmesi, ibraz ettiğinde değerlendirilmesi, bu yolla dahi gerçek zararın miktarı kesin olarak saptanamaz ise, BK'nun 50. maddesi son cümle hükmü uyarınca, davalı sigortanın savunmasında stok miktarının 21.075,00 TL olduğu yönündeki beyanı da gözönüne alınıp toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek uygun bir tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceğinin tartışmasız bırakılmasının da doğru görülmediği-
Zorunlu trafik sigortacısı tarafından zarar gören üçüncü kişiye ödenen destekten yoksun kalma tazminatının sürücünün alkollü olması nedeniyle itirazın iptali yoluyla rücuen tahsili istemi- Olayın "tek başına" alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağı- Bilirkişi heyet raporunda; "çift taraflı kazada sigortalı araç sürücüsü desteğin kazada %100 kusurlu olduğu ve kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana geldiği" tespit edilmekle, mahkemece, davacı şirketin davalılara yapılan ödemenin ödeme tarihindeki verilere göre aktüer bilirkişiden hesap raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği-
İddia olunan trafik kazasının varlığını ve varsa araç sürücüsünün kusurunu ispat yükünün davacıya ait olduğu, mahkemece öncelikle savcılık dosyası, kazaya ilişkin tüm belgeler, olay yeri görgü ve tespit tutanağı, olayın meydana geliş şekli ve yeri göz önünde tutularak, davacıda oluşan yaralanmanın meydana geliş şekli itibari ile aracın motorsiklete sol tarafından çarpması (tanık beyanına göre) sonucu gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususlarının doktor bilirkişi ve trafik bilirkişisi tarafından değerlendirilerek kazanın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumları konusu ayrıntılı, denetime elverişli şekilde aydınlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Trafik kazası sonucunda ölüm nedeni ile rücuen tazminat istemi-
Trafik kazasında işgöremez hale gelen dava dışı 3. kişiye tazminat ödeyen davacının ödediği bedelin, kendi sigortalısı olan davalıdan rücuen tahsili istemli davada, davacının rücu hakkının doğumu için, kazanın münhasıran alkol etkisinde meydana geldiğinin, uzman bilirkişi heyetinden alınacak raporla saptanması gerektiği ve rücuya konu edilen zararın teminat dışı kaldığını ispat yükünün davacı sigortacıda olduğu, somut biçimde ispat edilememesi halinde rücu hakkının doğmayacağını kabulün zorunlu olduğu da gözönünde bulundurularak; kazanın meydana gelmesine etki edebilecek hava- yol- trafik durumuna ilişkin tespit sağlayacak eksik kalan delillerin toplanması ile İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlardan seçilecek iki trafik uzmanı ve bir nörolog bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da kazada etkili olup olmadığının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak, davacının rücu hakkı olup olmadığının belirlenmesi gerektiği; daha sonra maluliyet oranı ile tazminat hesabı konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki, trafik kazası nedeniyle rücuen tazminat davasında, sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanarak sonuca göre bir değerlendirilme yapılması gerektiği-