Taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında “bisküvi” emtiası yönünden iltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığını ve varılacak sonuca göre TPE YDİK kararının iptali ile davalı şirket markasının hükümsüz kılınmasının gerekip gerekmediğini konu alan uyuşmazlıkta, davacı şirket adına kayıtlı olup tek ve esaslı unsuru “KAYMAKLIM” olan marka hükümsüz kılınmadığı sürece herkese karşı ileri sürülebilen mutlak ve inhisari bir marka hakkı verdiğinden, dava ve başvuru konusu “BENİM KAYMAKLI” ibaresinin davalı şirketçe kullanılmasının 556 sayılı KHK’nın 12. maddesi uyarınca imkansız olduğu-
Tescilli markalar aleyhine hükümsüzlük davası açılarak, mahkeme kararıyla marka, sicilden tekin edilmediği sürece,marka sahibinin tescilin sağladığı hukuki korumadan yararlanacağı-
Davacı şirket adına ...... tarihinden itibaren kayıtlı olup tek ve esaslı unsuru ........ olan ...... numaralı markanın hükümsüz kılınmadığı sürece herkese karşı ileri sürülebilen ve sahibine mutlak ve inhisari bir marka hakkı sağladığı-
Davanın konusu olan ve davalı adına tescilli “masa ayağı profili” tasarımı bir profil tasarım kesiti niteliğinde olup, 554 sayılı KHK'nın 3. maddesi uyarınca profil tasarımlarının korunabilmesi için tasarımın uygulandığı nihai ürün halinin görülebilir nitelikte olması gerektiği, bu ürünün üretim aşamalarında görünen kısımları 554 sayılı KHK'nın 3. vd. maddeleri kapsamında tasarım olarak nitelendirilemeyeceği, bu bakımdan, profil tasarımı kesitinin ne suretle tasarım olarak tescilinin mümkün olacağı hususunun da tespiti bakımından tasarımcı uzman bilirkişi görüşü alınması gerektiği-
Örtüşen veya benzer olan emtia grubu olmasa bile davacının tanınmış markası ile iltibas oluşturan benzerinin marka olarak tescili halinde tanınmış markanın itibarından davalı marka sahibinin haksız şekilde faydalanma imkanı bulacağı, ürettiği ürünlerle tanınmış markanın itibarını zedeleyeceği, ayırt edici niteliğine zarar verebileceği ve sulandıracağının kabulü gerekeceği-
Renk, boyut ve diğer özelliklerinden yoksun bir şekilde markaların ve tasarımların gerekçeli karara eksik yansıtılmaları yanıltıcı sonuçlara neden olabileceğinden, yerel mahkemece gerekçeli kararı HMK’nın 297. maddesine uygun şekilde kaleme alarak, taraflara ve dava dışı kişilere ait tasarım şekillerine mahkeme ilamında yer verilmemesi gerekeceği-
Tanınmış markanın aynısı ya da benzerinin farklı grup mal ve hizmetler üzerinde kullanılması nedeni ile söz konusu mal veya hizmetlerin ortalama tüketicinin bu marka ile tanınmış marka arasında bir bağlantı kurması ve bu bağlantı ya da ilişkilendirme ile 556 sayılı KHK 8/1-b maddesinde düzenlenen karıştırılma ihtimalinin (iltibas) birbirinden farklı kavramlar niteliğinde olduğu-
Marka hükümsüzlük davasında; davalı vekili tarafından karar düzeltme talep edildikten sonra davacı vekili tarafından davadan feragat dilekçesi verildiğinden, mahkemece ortaya çıkan yeni durum değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebileceği; temyiz edilen ve fakat henüz Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca görüşülmeyen bir direnme kararının, usul hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragatin mümkün olması gerekeceği-
İnternetin yapısı, internet ortamının teknik özellikleri ve işletilme koşulları itibariyle davalının işlettiği web sitesinde üçüncü kişilerce gerçekleştirilen tecavüzleri bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun kabulü mümkün olamayacağından; somut uyuşmazlıkta ileri sürülen talepler bakımından da kusur şartının gerçekleşmesi ve dolayısıyla da davalının iştirak halinde sorumluluğuna gidilebilmesi için önceden haberdar edilmesi ve buna rağmen haklı veya yasal bir neden olmaksızın ihlal oluşturan içeriğin davalı tarafından web sitesinden çıkartılmaması gerekeceği-