Haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların giderilmesi istemi-
Haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemi-
Borçlu olan davacının hangi sebeplerle manevi zarara uğradığı kanıtlanamadığından icra takibine uğradığından bahisle manevi zarara hükmedilmesinin doğru olmadığı- Bononun tahrif edilmiş halinin 9.500,00 TL olduğu ve 10.000,00 TL manevi zarara hükmedildiği değerlendirildiğinde iki miktar arasında hak ve dengenin bulunmadığı-
Haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi-
Aile fertleri için çıkarılan pasaportların zamanında teslim edilmemesi sebebiyle uçak biletlerinin iptal edildiği uyuşmazlık için açılan maddi manevi tazminat davasında,  davalı PTT müdürlüğünde çalışan memur hakkında yapılan disiplin soruşturması evrakında geç teslim sebebiyle davalı tarafın mağdur edildiğinin belirtildiği, belirsiz süreçte davacıların mecburen uçak biletlerini iptal ettirdiği gerekçesiyle maddi tazminat talebinin 6.000 TL bakımından kabulü, davacılardan birinin özellikle burs ve sağlık problemleri sebebiyle ABD'ye gitmek istediği, davacı tarafın ailece hazırlıklarını yaptığı, yaşanılan olay sebebiyle bütün planlarını iptal ettirmek zorunda kaldığı ve davacının bursunun yandığı gerekçesiyle manevi tazminatın kısmen kabulü gerektiği-
Haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat istemi-
Kasten yaralama nedeniyle manevi zararların giderilmesi istemi-
Davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte olmayıp, eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gereken beyanlar nedeniyle davalıdan talep edilen manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Kasten yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi zararların giderilmesi istemi-
Dava, 04.06.2011 tarihli iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahibi eş ve çocuklarının maddi ve manevi zararının giderilmesi istemlerine ilişkin olup, iş kazasından kaynaklanan tazminat davasında davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp, buradaki dava arkadaşlığı ihtiyari dava arkadaşlığı olup davacı yan isterse sorumluların tamamı yerine bir kısmına davasını yöneltebileceği, ne dava tarihinde yürürlükte olan 1086 Sayılı HUMK'ta, ne de karar tarihinde yürürlükte olan 6100 Sayılı HMK'da dahili dava diye adlandırılan bir müessese bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davalılar aleyhine olarak açılmış derdest bir davada yargılama konusu olayla ilgisi bulunan diğer sorumlular da davaya dahil edilmek istenebileceği, davaya dahil edilmek istenen bu sorumlulara husumetin usulünce yöneltilmesini diğer bir ifade ile bu kişiler hakkında usulünce bir dava açılmasını bekleyerek her iki davayı birleştirerek bir arada karar verilmesi gerektiği-