Asıl dava, satış bedelinin tahsili için başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine, birleşen dava ise, ayıplı mal tesliminden dolayı uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, icra takibine konu olan faturada gösterilen 14.700 kg malın da 1. partide ayıplı çıkan malın yerine tazmin amacıyla verildiğinin kabulü gerekip, asıl dava davacısı satıcı, icra takibinde konu yaptığı mal bedelini isteyemeyip birleşen davanın davalısı alıcısnın isenmalın muayene edilmesi için yaptığı olağan harcamaları satıcıdan isteyemeyeceği-
Satış esnasında sunulan proje ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan ve eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dükkanda oluşan değer kaybının ve uğranılan kira kaybının ödetilmesi talebine ilişkin davada, talep edilen hususların açık ayıp, gizli ayıp, eksik iş mi olduğunun; gizli ayıplar yönünden bu ayıpların kullanım ve mevsimlerdeki yağmur, kar, güneş ve ısı durumları dikkate alınarak ne zaman oluştuğu ya da oluşacağı ve bunu normal vasıflardaki alıcının ne zaman fark edebileceği ile bağımsız bölümün teslim tarihi ve ihbar tarihinin araştırılarak, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiği-Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, Yargıtay tarafından "nisbi metod" hesaplama yönteminin benimsenmekte olduğu ve buna göre "satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın satış bedeline yansıma miktarı"nın belirlenmesi gerektiği-
Ayıba karşı tekeffülden kaynaklanan uyuşmazlıkta davalı tarafın, satış öncesinde davacıyı aracın hukuken ayıplı olduğu konusunda bilgilendirdiğini veya davacının bu hususu bildiğini ispatlayamadığı, satışa konu aracın hukuki ayıplı olduğu bu nedenle ayıplar bilmese bile satıcının bundan sorumlu olduğu-
Dava konusu aracın halen davacının kullanımında olmasına rağmen, söz konusu araçla ilgili ceza yargılamasının devam ettiği, araç üzerindeki çalıntı şerhine yönelik tedbir kararı nedeniyle davacının araç üzerindeki tasarruf yetkisinin hukuki anlamda kısıtlandığı, davalının aracın kimliğinin değiştirilmesi(change) ve araç üzerindeki hak mahrumiyetine yönelik tedbir kararı nedeniyle kusursuz olarak hukuki sorumluluğunun bulunduğu, o halde; mahkemece dava konusu araç ile ilgili ceza yargılamasının da devam ettiği dikkate alınarak aracın kimliğinin değiştirilmesi (change) ve hak mahrumiyetine yönelik tedbir kararı nedeniyle davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu görülmekle; zapta ve ayıba karşı satıcının sorumluluğuna ilişkin hükümlerin ve taraf delillerinin birlikte değerlendirilmesi sonucu oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İstirdat davası-
Davaya konu 23.12.2007 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde hurda haline gelen sonrasında onarılan aracı, 06.11.2008 tarihli araç satım sözleşmesi ile dava dışı üçüncü kişiden satın alıp 24.05.2010 tarihli araç satım sözleşmesi ile davacıya satan ve ispat yükü üzerinde olan davalı–satıcının, satış öncesi aracın ayıplı olduğu konusunda alıcıyı bilgilendirdiğini veya alıcının bu hususu bildiğini ispatlayamadığından, lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi sorumlu olunacağı da göz önünde tutularak sorumlu tutulacağı-
Tazminat davası-
Gizli ayıp hukuki nedenine dayalı ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi istemine ilişkin davada, dava konusu aracın, 04.05.2009 tarihinde davacı tarafından üretim hatalı ve gizli ayıplı olarak satın alınıp, 03.02.2011 tarihinde maddi hasarlı kazaya karıştığından ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinde, araçtaki değer kaybının nazara alınacağı-
Davacının davalıdan satın aldığı aracın müsadere edildiğinden, aracın hukuki ayıplı bulunması sebebiyle TBK. mad. 219 gereğince davacının uğradığı zararları akidi olan davalıdan isteyebileceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor