«...adet söğüt ağacına davalıların müdahalelerinin önlenmesine...» dair ilamın -söğüt ağaçlarının dikili bulunduğu taşınmazın aynında (mülkiyetinde) taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı için- «taşınmazın aynına ilişkin bir ilam» sayılmayacağı (ve bu nedenle on yılda zamanaşımına uğrayacağı)–
İlâmda kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile tazminata hükmedilmiş olmasına rağmen takip talebinde alacaklının dava tarihinden itibaren faiz istemiş olması halinde kaza tarihi ile dava tarihi arasında işleyen faiz aşacağı için borçluya muhtıra değil yeniden icra emri gönderilmesi gerekeceği–
Alacaklının takip talebiyle karşılaşan icra müdürünün -doğrudan doğruya veya başvuru üzerine- «takip konusu ilamın kesinleşmeden infaz edilemeyeceği» gerekçesiyle borçluya icra emri göndermekten kaçınamayacağı, takibin iptalinin ancak şikayet üzerine icra mahkemesinin kararıyla mümkün olabileceği–
Borçlu elinde iken haciz edilen şeyler için, istihkak davası açması için alacaklıya süre verilemeyeceği–
İhtilaflı alacakların da takas konusu yapılabileceği–
«Şikayet», teknik anlamda «dava» (HUMK. 178; şimdi HMK. 118) niteliğini taşımadığı gibi «şikayet dilekçesi»nin de «dava dilekçesi» (HUMK. 179; şimdi HMK. 119) niteliğinde olmadığı–
Konkordato mehli içerisinde borçlu hakkında takip yapılmasının (süresiz) şikâyete neden olacağı–
İcra müdürünün senedin kambiyo senedi niteliği taşıyıp taşımadığı ve vadesinin gelip gelmediği dışında, başka bir hususu (örneğin; senedin protesto edilip edilmediğini) araştırma yetkisinin bulunmadığı-
«İpoteğin kapsamı içinde bulunan» (taşınmazın teferruatı niteliğini taşıyan) taşınır malların müstakilen (haciz edilip) satılamayacağı—