Borçluların, takibe konu çek hakkında çek bedelinin ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine rağmen icra takibi başlatılmasının usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin iptali isteminin şikayet niteliğinde olup İİK.'nun 16. maddesinde tazminat öngörülmediği halde borçlular aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetsiz olduğu-
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi halinde, mahkemenin artık bu uyma kararı ile bağlı olduğu, bozmaya uyulmakla, bozma, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hakkın doğmuş olacağı- Bozma kararından sonra yeniden yapılan yargılamada, TBK'nun 88. ve 120. maddeleri yönünden inceleme yapılmak üzere bilirkişiden alınan bilirkişi raporu da nazara alınarak sonuca gidilmesi gerektiği-
Herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihalelerin kesinleşmesinden sonra, ihale alıcısının KDV’nin düşük olması gerektiğinden bahisle icra mahkemesine başvurarak şikayette bulunmasının mümkün olmadığı-
Borçlu aleyhinde başlatılan takipte; dayanak ...................Aile Mahkemesi'nin ........ Esas-......Karar sayılı kararında şikayete konu taşınmazın alımı sırasında davacının yaptığı katılma alacağının tahsiline karar verildiği anlaşıldığından, Mahkemece dayanak ilamın katılma alacağından, diğer bir anlatımla şikayete konu taşınmazın alımından kaynaklandığı dikkate alınarak İİK'nun 82. maddesinin 12. fıkrasında yazılı istisnanın, yani haczedilmezlik iddiasında bulunma hakkının doğmadığı nazara alınarak şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takibin kesinleşmesinden sonra murisin ölümü halinde mirasçıların, mirası usulüne uygun reddettiklerine ilişkin mahkeme kararı almaları halinde mirasçılar aleyhinde takibe devam edilmesi ve mirasçıların mal ve haklarına haciz konulmasının mümkün olmadığı, şikayetçi mirasçının kendisine yönelen icra takip işlemlerini süresiz şikayet yolu ile iptal ettirebileceği-
Davacı alacaklının dava konusu icra takibi ile uzayan dönem için kendi payına düşen aylık kira bedelinin tahsilini talep ettiği, bu durumda mahkemenin alacağına haciz konulmuş olması yanında ilaveten takibe konu kira sözleşmesinde üç kiralayan bulunduğu halde takibin sadece davacı alacaklı tarafından başlatılmasının yerinde olmadığı, davacı alacaklının ancak kendi payına düşen kira bedelini isteyebileceği anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihalenin kesinleşmesinden sonra, ihale alıcısının, KDV’nin düşük olması gerektiğinden bahisle icra mahkemesine başvurularak şikayette bulunması mümkün olmadığı-
İlama dayalı alacak temlik etmiş olup, temliknamenin geçerliliğinin icra mahkemesince tartışılamayacağı- Haciz talebinin reddi yönündeki icra müdürlüğü işleminin doğru olmadığı; icra mahkemesince anılan işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Murisin ölümü üzerine üç gün ve devamında üç ay süre ile mirasçıları hakkında takip yapılamayacağı, bu sürelere uyulmadan takibe geçilmesi halinde "takibin iptaline" karar verilmesi gerekeceği- Bu konudaki şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
İİK. mad. 135 uyarınca, taşınmaz bir üçüncü kişi tarafından işgal edilmekte ise, ihalenin kesinleşmesi üzerine alıcının, icra dairesinden, üçüncü kişinin taşınmazdan çıkarılmasını isteyebileceği- Şikayete konu tahliye emrinin taşınmazda hissesi bulunan ve alacaklı tarafından taşınmazda işgalci olduğu iddia edilen şikayetçiye tebliğ edilmiş olması nedeni ile tahliye emrinin iptaline ilişkin  şikayette aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerektiği-