Davacının esas davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren kanuni faiziyle birlikte tahsilini dava ve talep ettiği, bu istemini 17.12.2012 tarihinde harçlandırdığı ıslah dilekçesi ile 477.830,00 TL artırarak toplam 487.830,00 TL tazminatın tahsilini istediği, mahkemece hüküm altına alınan tazminat miktarının 10.000,00 TL bölümüne dava tarihi olan 11.01.2010 tarihinden, 270.574,00 TL bölümüne ıslah tarihi olan 17.12.2012 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, hükmedilen bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin doğru görülmediği-
Bir kimse başkasının fidanını kendi arazisine ya da kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikerse, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümlerin bunlar hakkında da uygulanacağı, malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliklerinin, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlü olacağı ve bu tazminatın belirlenmesinde mahkemece iyiniyetin resen göz önüne alınacağı- Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; ağaçların ne zaman ve kim tarafından dikildiği, deliceden aşılama olup olmadığı, fidan olarak dikilip dikilmediği tespit edilmeden çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım ile buna karşı açılan tazminat istekli davada hüküm verilmesinin isabetsiz olduğu-
Muhdesatın, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet ya da sınırlı bir ayni hak sağlamayacağı, muhdesat sahibinin hakkının sadece kişisel bir hak olduğu; bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 s. K. mad. 19/2. hükmünün olanak sağladığı, muhdesat konusu ile arazinin bütünleşmesine engel olduğundan, arazi sahibinin mülkiyet hakkını ileri sürmek suretiyle ve muhdesat bedelinin hak sahibine ödenmesi koşuluyla mahkemeden terkin talebinde bulunulmasının olanaklı olduğu-
Arazi sahibinin mülkiyet hakkını ileri sürerek tapu kaydına şerh edilen muhdesat hakkında müdahalenin önlenmesi talebinde bulunmasının mümkün olmadığı-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ecrimisil ve yıkım isteklerine ilişkin davada, dava konusu taşınmazın ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte tapu kayıtlarının getirtilip, öncesinde vakıf taşınmazı olup olmadığının belirlenip ecrimisilin hesaplanıp yıkım isteği konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı şartnamede zeytinlik vasfında olan taşınmazı açık artırma ile satın aldığına göre, sebepsiz zenginleşen önceki malik olan Hazine 'dir; ancak, şartnamede ağaçların başkasına ait olduğu belirtilmişse yeni malike başvurulabileceği-
Taşınmazın çapa bağlanmasından sonra yapılan yapı ve dikilen ağaçlar nedeniyle malzeme sahibinin iyi niyetli olarak kabul edilemeyeceği, ‘motor evi’nin sürekli yapı niteliğinde olmadığından buna dayanarak tescil istenemeyeceği, dikilen ağaçlar için ise ağaçların, arazi maliki için taşıdığı en az değerle sınırlı olmak kaydıyla, tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekeceği-
İleride mülkiyetin aktarılacağına ilişkin bir sözleşme yoksa çaplı taşınmazda inşaat yapan veya ağaç diken kişinin iyiniyetli kabul edilemeyeceği–
Buğday ektiği taşınmaz, kadastro davası sonunda «mera» olarak tescil edilen davacının, sadece ürünün yetiştirilmesi için yaptığı zorunlu giderlerden olan sürme, tohum ve ekme giderlerini isteyebileceği, bu sayılanların dışında kalan istihsal giderlerini talep edemeyeceği–