Akde aykırılık nedeniyle tahliye istemine ilişkin davada; konut ve çatılı işyeri olan dava konusu kiralanan taşınmazda kiracıya en az otuz gün süre verilerek aykırılığın giderilmesinin talep edilmesi gerekirken, davacı kiraya veren tarafından 07.11.2014 keşide tarihli ihtarname ile yedi gün süre verildiği; bu durumda akde aykırılık nedeniyle tahliye davası açma şartları gerçekleşmediğinden istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
Kiracı davalıya TBK.nun 316.maddesindeki düzenlemeye uygun olarak, kiralananın çatılı iş yeri olması sebebiyle en az otuzgün süreli, akde aykırılığın giderilmesi, aksi takdirde sözleşmenin feshedileceği yönünde yazılı bir ihtarname göndermemiş olduğundan ve dosyadaki mevcut 09/01/2015 keşide tarihli ihtarname ile TBK.nun 316.maddesindeki düzenlemeye aykırı olarak, akde aykırılığın giderilmesi için üç günlük bir süre verilmiş olduğundan, kiracı yönünden tahliye davası açılmasının koşullarının oluşmadığı-
Mahkemece alınacak bilirkişi raporu ile hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülmesi gerekeceği- Kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle elde edilecek değeri isteme hakkı olduğu, kural olarak bu gibi zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğunun kabul edildiği-
İşyeri ihtiyacı ve kira sözleşmesine aykırılık nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada; kiralayan tarafından kiracı şirkete gönderilen 04/12/2013 tarihli ihtarname ile sözleşme ile kararlaştırılan aylık belirlenen kiranın peşin ödenme şartının kiracı tarafından yerine getirilmediği; rızası olmadan taşınmazda tamir ve tadilat yapıldığı; şehir derneği ve lokali olarak kullanılmak üzere kiraya verilen taşınmazın birahane olarak kullanıldığı ve bu nedenle de akdin ihlal edildiğini belirterek taşınmazın tahliye edilmesinin istendiği; konut ve çatılı işyeri olan dava konusu kiralanan taşınmazda kiracıya en az otuz gün süre verilerek aykırılığın giderilmesinin talep edilmesi gerekirken davacı kiraya veren tarafından keşide edilen ihtarname ile akde aykırılığın giderilmesi için süre verilmediği; bu durumda akde aykırılık nedeniyle tahliye davası açma şartları gerçekleşmediğinden, mahkemece akde aykırılığa dayalı tahliye davası yönünden tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Akde aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshi ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada; davacı tarafından davalı kiracıya 15.03.2013 tarihinde gönderilen ihtarda, taşınmazın alt kiraya verilmesi, yıkılan eski duvarlarının eski hale getirmemesi suretiyle sözleşme hükümlerinin ihlal edildiği belirtilerek akde aykırılıkların giderilmesi için 10 gün süre verildiği; davalı tarafından kiralananın alt kiraya verilmesi ve yapılan değişikliklerin eski hale getirilebilecek nitelikte olup açıktan fena kullanım oluşturacak nitelikte olmadığı; bu durumda çatılı işyeri olan kiralanan için davalı kiracıya gönderilen ihtarda 30 gün süre verilmediğinden ihtarın hukuki sonuç doğurmayacağı; davanın bu sebeple reddi gerekirken yazılı şekilde akdin feshine ve kiralananın tahliyesine kararı verilmesinin yerinde olmadığı-
2886 sayılı yasa gereği ihale ile kiraya verilmiş olan taşınmazın henüz sözleşme süresi dolmadan kiracının tahliyesi istenemeyeceği gibi ayrıca usulüne uygun düzenlenmiş olan kira akdinin belediyenin tek yanlı karara ile feshedilemeyeceği-
Ö.le kullanma ve komşulara saygı gösterme borcuna aykırılık nedeniyle tahliye istemine ilişkin davada; TBK’nun 316/3.maddesinde düzenlenen özenle kullanma ve komşulara saygı gösterme borcu nedeniyle tahliye davalarında, kiracıya verilecek sürenin yararsız olacağının anlaşılması halinde kiralayana, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmadan ve herhangi bir süre verilmeden fesih hakkının tanındığı; dava dilekçesinde belirtildiği gibi ve Ceza Mahkemesi dosyasında kiracının kiralayana sarf ettiği “ eğer şirket hesaplarını inceletirsen seni kurşuna dizdiririm” şeklindeki beyanlarının kira ilişkisinin çekilmez hale geldiğinin başlıca delili olduğu; davacı kiralayandan bu olumsuzluklara rağmen ilişkisine devam etmesi beklenemeyeceği; bu nedenle Türk Borçlar Kanunu 316/3.maddesindeki şartların oluştuğu kabul edilerek tahliyeye karar verilmesi gerektiği-
Eski hale getirme bedeli istemine ilişkin davada; kiracının sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumlu olacağı-
Yargılama sırasında dinlenen davacı tanığı C.G.'nin ''Ben kiraya verilen yere yakın yerde oturuyorum. Davalı kiracıdan herkes şikayetçi, gürültü, hava kirliliği oluyor, ben l,5 km. ilerisinde oturduğum halde benim suyuma kadar kirletiyor'' ve diğer tanık F.G.'nin ''Kiracıdan herkes şikayetçi, gürültü, pis, toz içerisinde ayrıca köpekleri de bizleri rahatsız etmektedir'' şeklinde beyanda bulunduğu halde, mahkemece, usulüne uygun şekilde ehil bilirkişi heyetiyle keşif yapılarak açıktan fena kullanım hali bulunup bulunmadığının tespit edilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece öncelikle davacıların bu yapıların yapılmasına muvafakat ettikleri iddia olunan bu belge üzerinde durulması, dava dilekçesinde yer alan kira sözleşmesine aykırı olarak, kiralayanlardan muvafakat alınmaksızın yapıldığı iddia edilen yapıların dava konusu taşınmaz içinde kalıp kalmadığının yapılacak keşif ile uzman teknik bilirkişi vasıtasıyla saptanması tüm deliller birarada değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-