3. HD. 18.01.2017 T. E: 2016/10871, K: 227-
Yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekeceği, "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması"nın yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği, davalı kadının yoksulluğunun ortadan kalktığının kabul edilebilmesi için ise; asgari ücret düzeyinin üzerinde gelirinin bulunmasının ve gelirinin devam etmesinin gerekeceği-
3. HD. 28.11.2016 T. E: 9025, K: 13464-
Yoksulluk nafakasının artırılması için her şeyden önce davacının bu nafakaya hak kazandığının belirlenmesi gerekeceği- Davacının, yoksulluk nafakası artırımına ilişkin bu davayı ise; bu nafakaya hak kazandığı 10.09.2013 tarihinden önce 26.08.2013 tarihinde açtığı, öyle ise, mahkemece; davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
3. HD. 27.10.2016 T. E: 8646, K: 12239-
Davalının durumunun iyi olduğundan bahisle yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkin somut uyuşmazlıkta; Nafaka alacaklısının, aldığı ücretin somut durumda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemeyeceğinden hareketle tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, TMK'nun 4.maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar verilmesi gerektiği-
Davacı lehine aylık 1.000 TL iştirak ve yoksulluk nafakasının tahsiline karar verildiği belirtilmiş olması, iştirak ve yoksulluk nafakalarının hangi davacı için aylık ne kadar miktara hükmedildiğinin infazı kabil niteliğini taşımadığı-Davacı vekili dava dilekçesi ile ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayanarak, davacı kadın ve müşterek çocuk lehine tedbir nafakası talebinde bulunmuş iken, davacının talebinden farklı olarak iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
3. HD. 17.10.2016 T. E: 11305, K: 11631-
Önceki boşanma davasının açıldığı 2004 tarihi ile eldeki artırım davasının açıldığı 16.04.2014 tarihi arasında yaklaşık 10 yılın geçtiği, aradan geçen bu sürede davacının ihtiyaçlarının doğal olarak arttığı, davalının gelirinde de en az ÜFE oranında iyileşme meydana geldiği, mahkemece bozma ilamına uyulması yönünde karar alınmasına rağmen yoksulluk nafakasının kesinleştiği tarihten (09.12.2005) itibaren ÜFE artış oranında nafaka artırımı yapılması gerekirken, ÜFE artış oranını aşan seviyede artış yapılmasının usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebileceği, bu yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesinin veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılmasının gerekeceği, bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakasının TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan dengenin korunması gerekeceği-