Tapu kaydında malik görünen kişi ile kendisinin ya da miras bırakanının aynı kişi olduğunun tespitine ilişkin davalarda, sadece davacı veya davacının üst soyu ile tapu malikinin isminin aynı olduğunun belirlenmesi yeterli olmayıp, dava konusu taşınmazların kim ya da kimler tarafından kullanıldığının, davacının bu yeri kullanıp kullanmadığının belirlenmesi zaruridir. Bu belirleme tanık ve tespit bilirkişi beyanları ile yeter açıklıkta tespit edilemezse gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak yeterince açıklığa kavuşturulmalıdır. Mahkemece yeterli araştırma yapılmadan oluşturulan kararın hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Dava, tapu kayıt maliki ile aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkin davanın çekişmesiz yargı işi olup görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu-
Tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin davada iki haftalık hak düşürücü süre geçtikten sonra davacı tarafından dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için müracaat edildiğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Tapu müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılarak, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğunun, kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması gerekeceği -
Tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde rayiç değerin tahsili isteğine ilişkin davanın Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi hükmü gereğince tapu kayıtları üzerinde mülkiyet değişikliğine neden olacağından adli yargı yerinde incelenip sonuçlandırılması gerektiği-
Nüfus kayıtlarına uygun olarak tapu kaydının düzeltimine ilişkin davada, idarece resen yapılan kayıt düzeltme işlemi ile tapu kaydının nüfus kaydına uygun hale geldiği anlaşıldığından, davacının hukuki yararının kalmadığı ve davanın konusuz kaldığı gözetilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-