Davacı vekili tarafından, 04.12.2014 tarihinde; sonradan dava açma hakkı saklı tutulmak suretiyle davadan vazgeçtiklerine ilişkin dilekçenin ibraz edildiği, bu dilekçe kapsamında mahkemece 09.12.2014 tarihinde hüküm tesisine yer olmadığına karar verildiği, davalı kuruma ise dava dilekçesi ve duruşma günü 18.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde, davalı vekili tarafından yargılama sona erdikten sonra 10.12.2014 tarihinde cevap dilekçesinin sunulduğu, bu durumda, davalı Kurumun yargılama aşamasında vekil ile temsil edildiğini söyleyebilme olanağının olmadığı, hâl böyle olunca, davalı Tapu Müdürlüğü lehine vekalet ücreti taktir edilmemesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kayıt malikinin mirasçısı olduğunu iddia edenin beyanları mülkiyet iddiasını içerdiğinden bu davanın çekişmesiz yargı usulüne göre Sulh Hukuk Mahkemesinde kayıt düzeltme davası ile çözümlenemeyeceği, davanın mülkiyet iddiasında bulunanlar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde çekişmeli yargı usulüne göre açılacak bir tapu iptali tescil davası ile uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği
Toplanan delillerden dava konusu taşınmazın tapu kaydında Maliye Hazinesi adına tam olarak kayıtlı olduğu bu nedenle kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği
Dava konusu taşınmazda kayıt maliki olarak görünen ve davacının mirasbırakanının kardeşine ait nüfus kayıtlarına ulaşılarak sağ ise kendisinin ölü ise mirasçılarının dava konusu taşınmazda hak iddialarının olup olmadığının sorulması, hak iddialarının bulunması durumunda uyuşmazlığın mülkiyet ihtilafına yönelik olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği
Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, tapu kayıtlarında intikal yaptırılamaması nedeniyle zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda, dava konusu taşınmazın dayanak kayıtları getirtilip gerekli inceleme yapılarak tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir tespit kararı verilmesi gerektiği
Tapu kaydı ve dayanakları, özellikle idarelerin düzeltme beyanları, taşınmaza ilişkin kadastro tutanağı ve nüfus kayıtları birlikte değerlendirildiğinde, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkin davanın reddi gerekeceği-
Tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin uyuşmazlıkta; herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, böyle bir durumda “çoğun içinde az da vardır” kuralından hareketle, başka bir deyişle davacıların talebinin, tapu maliki ile yetki belgesine dayanarak isminde düzeltme yapılmasını istedikleri kişinin aynı kişi olduğunun tespitini de içerdiği-
Yeni Tapu Sicil Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiğinin görüldüğü, yine bu maddenin son fıkrasında ise “Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur.” hükmünün bulunduğu, bu hükmün hak arama özgürlüğünü kısıtlamamakta, aksine hak arayanlara haklarını çok daha kısa bir sürede, kolay, ucuz ve basit bir şekilde elde etme imkânı verdiği, hal böyle olunca, bu imkânın öncelikle tüketilmesinin ve bu yolla bir sonuç alınamaması durumunda ilgilinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1027. maddesi gereğince mahkemeye başvurması zorunluluğunun bulunduğu, bu nedenle, yeni Tapu Sicili Tüzüğü'nün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihinden sonra, davacının, mahkemeye müracaat etmeden, öncelikle ilgili tapu müdürlüğüne yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurmasının, eğer bu talebinde istediği sonucu alamazsa daha sonra mahkemeye başvurmasının gerekeceği-
Yeni Tapu Sicil Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiğinin görüldüğü, yine bu maddenin son fıkrasında ise “Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur.” hükmünün bulunduğu, bu hükmün hak arama özgürlüğünü kısıtlamamakta, aksine hak arayanlara haklarını çok daha kısa bir sürede, kolay, ucuz ve basit bir şekilde elde etme imkânı verdiği, hal böyle olunca, bu imkânın öncelikle tüketilmesi ve bu yolla bir sonuç alınamaması durumunda ilgilinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1027. maddesi gereğince mahkemeye başvurması zorunluluğunun bulunduğu, bu nedenle, yeni Tapu Sicili Tüzüğü'nün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihinden sonra, davacının, mahkemeye müracaat etmeden, öncelikle ilgili tapu müdürlüğüne yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurmasının, eğer bu talebinde istediği sonucu alamazsa daha sonra mahkemeye başvurmasının gerekeceği, hâl böyle olunca, Tapu Sicili Tüzüğü gereğince öncelikle tapu müdürlüğüne başvurma zorunluluğu getiren yasal prosedür izlenmeden doğrudan dava açıldığından, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Yeni Tapu Sicili Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiğinin ve kayıt düzeltmeleri için öncelikle müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu tutulduğunun görüldüğü, bu nedenle, yeni Tapu Sicili Tüzüğünün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihten itibaren, ilgililerin mahkemeye müracaat etmeden önce, ilk olarak tapu müdürlüklerine yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurması kaçınılmaz olup, değinilen prosedür izlenmeden mahkeme önüne getirilen davanın dinlenebilme olanağının olmadığı, bunun yanında, ilgililerin tapu müdürlüklerine yaptıkları yazılı ya da sözlü düzeltim başvuruları üzerine, tapu müdürlüklerinin Tüzüğün 75. maddesinde belirtilen araştırma ve soruşturmayı yapmadan verdikleri soyut içerikli ret kararlarının da davayı mahkeme önünde dinlenebilir hale getirmeyeceği-