Yeni Tapu Sicili Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiğinin görüldüğü, yine bu maddenin son fıkrasında ise “Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur.” hükmünün bulunduğu, bu hükmün hak arama özgürlüğünü kısıtlamamakta, aksine hak arayanlara haklarını çok daha kısa bir sürede, kolay, ucuz ve basit bir şekilde elde etme imkânı verdiği, hal böyle olunca, bu imkânın öncelikle tüketilmesi ve bu yolla bir sonuç alınamaması durumunda ilgilinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1027. maddesi gereğince mahkemeye başvurması zorunluluğunun bulunduğu, bu nedenle, yeni Tapu Sicili Tüzüğü'nün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihinden sonra, davacının, mahkemeye müracaat etmeden, öncelikle ilgili tapu müdürlüğüne yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurmasının, eğer bu talebinde istediği sonucu alamazsa daha sonra mahkemeye başvurmasının gerekeceği, hâl böyle olunca, Tapu Sicili Tüzüğü gereğince öncelikle tapu müdürlüğüne başvurma zorunluluğu getiren yasal prosedür izlenmeden doğrudan dava açıldığından, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkin uyuşmazlıkta, taşınmazın kadastro tespitine ilişkin evrakları getirtilmeyen parsel ile kadastro tespitine dayanak teşkil eden tapu kayıtları getirtilmeye parsellerdeki taşınmazların sağ olan kayıt maliklerinin dinlenmediği, taşınmazların kim ya da kimler tarafından, ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığının tespitine ilişkin mahallinde keşif yapılmadığı anlaşıldığından, bozma gerekleri yerine getirilmeksizin kurulan hükmün isabetsiz olduğu-
Keşif esnasında dinlenen tanıkların, davacının murisinin dava konusu taşınmazlar ile herhangi bir ilgisinin ve bu taşınmazlarda herhangi bir hakkının olmadığını, hatta genel olarak muris sülalesinin bu taşınmazlarla ilgisi olmayıp, onların taşınmazlarının başka bir yerde olduğunu beyan etmeleri karşısında davacının iddiasını ispat ettiği söylenemeyeceği
Dava konusu taşınmazlarda ait ilgili belgelerin ilgili merciinden getirtilmesinin, taşınmazların adına senetsizden tespit gördüğü anlaşılan kimsenin nüfusa kayıtlı bulunup bulunmadığı hususunun ilgili nüfus müdürlüğünden sorulmasının, taşınmazların tespit görmüş olmasına rağmen tespite itiraz davası sonucunda tespit ve tescile karar verilmiş olması hususunun nedeninin ilgili merciinden sorulmasının, gerekirse keşif yapılması gerekeceği-
Yeni Tapu Sicili Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiğinin ve kayıt düzeltmeleri için öncelikle müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu tutulduğunun görüldüğü, anılan hüküm hak arama özgürlüğünü kısıtlamamakta, aksine, hak arayanlara haklarını çok daha kısa sürede kolay, ucuz ve basit bir yoldan elde etme imkanı vermekte; bu imkanın öncelikle tüketilmesi ve bu yolla bir sonuç alınamaması durumunda da ilgilinin 4721 sayılı TMK'nın 1027. maddesi uyarınca mahkemeye başvurma yolunun açıldığı, bu nedenle, yeni Tapu Sicili Tüzüğünün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihten itibaren, ilgililerin mahkemeye müracaat etmeden önce, ilk olarak tapu müdürlüklerine yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurması kaçınılmaz olup, değinilen prosedür izlenmeden mahkeme önüne getirilen davanın dinlenebilme olanağının olmadığı, bunun yanında, ilgililerin tapu müdürlüklerine yaptıkları düzeltim başvuruları üzerine, tapu müdürlüklerinin Tüzüğün 75. maddesinde belirtilen araştırma ve soruşturmayı yapmadan verdikleri soyut içerikli ret kararlarının da davayı mahkeme önünde dinlenebilir hale getirmeyeceği, ayrıca, Tapu Sicili Tüzüğü'nün 75. maddesine aykırı olarak verilen bu tür ret kararlarına karşı ilgililerin aynı tüzüğün 26. maddesine göre itiraz imkanının bulunduğu-
17.08.2013 tarih ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicili Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi dikkate alındığında, 17.8.2013 tarihinden itibaren açılan davalarda, ilgililerin idareye müracaat etme ön şartını yerine getirmemiş olmaları halinde davanın dinlenebilme olanağının olmadığı, ancak, eldeki dava yeni Tapu Sicili Tüzüğü'nün yürürlüğe girdiği 17.08.2013 tarihinden önce 24.05.2013 tarihinde açıldığına göre, yeni Tüzük ile getirilen ön şart kuralının eldeki dava bakımından uygulanabilmesinin mümkün olmadığı-
Yeni Tapu Sicili Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiğinin görüldüğü, yine bu maddenin son fıkrasında ise “Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur.” hükmünün bulunduğu, bu hükmün hak arama özgürlüğünü kısıtlamamakta, aksine hak arayanlara haklarını çok daha kısa bir sürede, kolay, ucuz ve basit bir şekilde elde etme imkânı verdiği, hal böyle olunca, bu imkânın öncelikle tüketilmesi ve bu yolla bir sonuç alınamaması durumunda ilgilinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi gereğince mahkemeye başvurması zorunluluğunun bulunduğu, bu nedenle, yeni Tapu Sicili Tüzüğü'nün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihinden sonra, davacının, mahkemeye müracaat etmeden, öncelikle ilgili tapu müdürlüğüne yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurmasının, eğer bu talebinde istediği sonucu alamazsa daha sonra mahkemeye başvurmasının gerekeceği, hâl böyle olunca, Tapu Sicili Tüzüğü gereğince öncelikle tapu müdürlüğüne başvurma zorunluluğu getiren yasal prosedür izlenmeden doğrudan dava açıldığından, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-