Yüksek meblağlı borcun kaynağına ilişkin borçlunun makul, ikna edici savunma getiremediği, delil bilgi ve belge sunmaması, açıklamaları ile takip sürecindeki davranışların hayatın olağan akışına aykırı bulunmadığının nazara alındığında borçlu ile üçüncü kişi davalı arasındaki bono düzenlemesinin ve icra takibinin mal kaçırmak amacıyla, alacaklıların zararına yapıldığının kabulü ile davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı - Üçüncü kişi ile dördüncü kişi arasında dosya alacağının bir kısmının temlik edilmesi işleminde ise, temel borç ilişkisi ve takibin muvazaalı olması, temlik tarihinden öncesinde çeşitli defalar borç verilmesi ve temlikin de bu sebeple yapıldığını savunulmuşsa da, dördüncü kişi davalının yakın arkadaşı diğer davalının borçlu ile muameledeki niyetini, amacını çok iyi bilebilecek konumda bulunması, ödünç olduğu savunulan meblağların hayatın olağan akışına aykırı biçimde küsuratlı rakamlar içerdiği, havale/EFT dekontlarında bir açıklama bulunmadığı bu sebeple mahkemece havalelerin borcun tediyesi kapsamında bulunduğu kabul edilerek, temlikin alacaklıların zararın yapıldığı, davalının kötü niyetli olduğu benimsenerek bu tasarrufun da iptal edilmesinde herhangi bir usulsüzlük olmadığı-

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hüküm, süresi içinde davalı ... tarafından istinaf edilmiş, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, ...