Davalı vekilin, hesap verme ve bu bağlamda aldığı şeyleri iade etme borcunu yerine getirdiği yönündeki savunmasını ispat edip etmediği- Vekâleten satılan taşınmazların bedelinin vekil edene ödendiğine ilişkin ispat yükü davalı vekilde olduğundan ve tanık ifadesinde "Yaklaşık 1.800.000 dolar ile 2.000.000 dolar tutarındaki bir parayı H....'dan alıp .. ..'ye teslim ettiğimi sanıyorum" şeklinde beyanda bulunduğundan anılan bedel kadar ödeme yapıldığının kabulü gerektiği- Mahkemece, öncelikle davalı vekilin delil olarak dayandığı, vekil edene ait 1999-2009 yıllarına ilişkin gelir beyannamelerinin getirtilmesi ve murisin sağlığında vekâlete dayalı olarak satışı yapılan taşınmaz hisselerinin satış tarihlerindeki rayiç değerlerinin bilirkişi aracılığıyla tereddüte yer verilmeksizin tek tek tespit edilmesi, satılan taşınmaz hisselerinin bedelleriyle ilgili gelir beyannameleri içeriğinde bilgi varsa bu bedellerden, yoksa bilirkişi raporunda belirlenen rayiç değerlerden tanık beyanında belirtilen meblağın mahsubu ile varsa kalan bedel yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği- "Vekil eden ile vekilin kardeş olmaları, paydaş oldukları taşınmazların satılması ve payına düşenin ödenmesi konusunda vekil edenin vefatına kadar on yıl süren ilişkide herhangi bir niza çıkmamış olması nedeniyle mirasçıların açtığı davanın reddine ilişkin direnme kararının onanması gerektiği görüşü ile mahkemece öncelikle 1999-2009 yıllarına ilişkin vekil edenin gelir beyannamelerinin getirtilmesi, bu beyannamelerde taşınmaz satışlarından elde edilen gelirden bahsediliyor ise; her yıl ayrı ayrı değerlendirilerek anılan yıllara ilişkin vekilin ödeme borcunun yerine getirildiğine ilişkin karinenin varlığı nedeniyle aksinin ispatının davacılara yüklenmesi gerektiği, beyanname bulunmayan yıllar ile murisin 31.03.2009 tarihinde vefat etmiş olması karşısında, 2009 yılı içerisinde vefata kadar 24.02.2009, 26.03.2009, 30.03.2009 tarihlerindeki, fiili ve hukuki olarak beyanname verme imkânı bulunmayan, üç satış yönünden ise; ispat yükünün davalı vekilde kaldığı benimsenenerek, tanık beyanı ödemeye ilişkin açık ve net ifadeler içermediğinden dosya kapsamı itibarıyla ödemenin ispat edilemediğinin kabulü ile yalnızca anılan yıllarda yapılan satışlar değerlendirmeye alınarak taşınmazların satış tarihlerindeki rayiç bedellerinin tespiti ile vekilden tahsili cihetine gidilmesi, dolayısıyla kararın değişik gerekçe ile bozulması gerektiği" görüşünün Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-

  Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davada davalılar B.... ve M. G. ..'ya, birleşen davada davalı B....'a yönelik açılan davaların sıfat yokluğu (pasif husumet ...