İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi; icra dairesi dahi tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece kendiliğinden tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu dikkate alamaz ise de; 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin birinci fıkrası tebligatın elektronik yolla yapılmasını zorunlu kıldığından posta yolu ile yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu, borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulanma imkanının da bulunmadığı, bu durumda icra müdürlüğünce borçluya yöntemince tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığı değerlendirilerek itirazın süresinde yapıldığı gerekçesi ile takibin durdurulmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
İcra mahkemesince memur işlemi şikayetinin incelenmesi sonucunda, usul ve yasaya uygun olmadığı değerlendirilen memur işleminin iptaline, işlemin usul ve yasaya uygun olduğuna kanaat getirilirse şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği nazara alındığında, İlk Derece Mahkemesince ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz ya da yok hükmünde olduğu denetlenip değerlendirilmeksizin takibin devamına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde alacaklının, icra müdürlüğünün, borçluya gönderilen ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğundan bahisle itirazın süresinde olduğuna ve takibin durdurulmasına yönelik 16.09.2021 tarihli kararının ipt ...
İlgili bağlantılar