İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi; icra dairesi dahi tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece kendiliğinden tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu dikkate alamaz ise de; 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin birinci fıkrası tebligatın elektronik yolla yapılmasını zorunlu kıldığından posta yolu ile yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu, borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulanma imkanının da bulunmadığı, bu durumda icra müdürlüğünce borçluya yöntemince tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığı değerlendirilerek itirazın süresinde yapıldığı gerekçesi ile takibin durdurulmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı- İcra mahkemesince memur işlemi şikayetinin incelenmesi sonucunda, usul ve yasaya uygun olmadığı değerlendirilen memur işleminin iptaline, işlemin usul ve yasaya uygun olduğuna kanaat getirilirse şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği nazara alındığında, İlk Derece Mahkemesince ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz ya da yok hükmünde olduğu denetlenip değerlendirilmeksizin takibin devamına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olanlar başlığı altında, Elektronik Tebligat Yönetmeliğinin 5. maddesinin f bendi uyarınca; "Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri" denilmekte olup, borçlu vakfa tebligatların elektronik yolla yapılmasının zorunlu olduğunun, aynı yönetmeliğin 6. maddesi; "5. maddenin birinci fıkrası kapsamında kalanlar için başvuru, zorunluluğun başladığı tarihten itibaren bir ay içinde ilgili kurum, kuruluş veya birlik tarafından PTT'ye yapılır" hükmü gereği borçlu vakıf adına Vakıflar Genel Müdürlüğünce PTT'ye başvurunun yapılabileceğinin görüldüğü, ancak dosya kapsamında borçlu adına elektronik tebligat adresinin, Vakıflar Genel Müdürlüğünce alınıp aktive edildikten sonra, hesap adresinin kendi sitesinde ilan edildiği ve borçluya e posta yoluyla bilgi verildiği şeklinde cevap verilmiş ise de, buna dair yazılı belge bulunmamakla birlikte, e-posta yoluyla bildirim yapılmasının da ilgili kanun ve yönetmelik maddeleri değerlendirildiğinde usulsüz olduğu-
Alacaklıların talep tarihinden sonra, borçlunun elektronik tebliğ adresini aktif hale getirmesinden doğacak sorumluluğun borçluya ait olduğu- İcra müdürlüğünden talepte bulunduğu tarih itibariyle, borçlunun aktif elektronik tebliğ adresi bulunmadığından elektronik yolla tebliğ zorunluluğundan söz edilemeyeceği ve borçluya normal posta yoluyla tebligat çıkarılmasında usulsüzlük olmadığı-
Satış ilanı tebliğ tarihi itibariyle avukatın e-tebligat adresi açık ve aktif olduğundan tebligatın elektronik yolla yapılması kanuni zorunluluk olup, buna aykırı olacak şekilde adi posta yoluyla yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu-
Borçlu şirkete ait elektronik tebligat adresi bulunmaması halinde, tebliğ işleminin Teb. K. m. 35'de belirlenen esaslara uygun olarak yapılması gerekeceği- Şikâyetçi borçlunun ticaret siciline kayıtlı adresinde yer alan "...Sk." ibaresi yazılmadan yapılan tebligatın Teb. K. m. 35'e uygun olmadığı- Borçlunun ihaleden daha önceden haberdar olduğuna dair dosya kapsamında bir bilgi de bulunmadığından ihalenin feshi istemine ilişkin şikâyetin süresinde olduğunun kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği- "Yapılan tebliğin usulüne uygun olduğu" ve "özel hukuk tüzel kişisi olan borçlu şirkete tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunluğu olduğu, satış ilanına ilişkin tebligatın elektronik yolla yapılmadığından usule uygun olmadığı" şeklindeki görüşlerin HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Borçlu şirketin tebliğ tarihinde UETS adresi faal olduğundan bu adrese zorunlu olarak yapılan tebligatın da usulüne uygun olduğu- Basiretli tacir kabul edilen şirketin "UETS adresi alındığından bilgileri olmadığına" dair iddianın samimi görülemeyeceği-
Gerekçeli karara ilişkin tebligatın alıcısı tarafından açıldığı tarih 18.03.2022 olup, alıcının hesabına iletilmesine müteakip mevzuat gereği belirlenen süre sonunda otomatik olarak okundu sayıldığı tarih ise 23.03.2022; ek karara ilişkin tebliğin ise alıcısı tarafından açıldığı tarih 23.03.2022 olup, alıcının hesabına iletilmesine müteakip mevzuat gereği belirlenen süre sonunda otomatik olarak okundu sayıldığı tarih ise 28.03.2022 olduğu, istinaf kanun yoluna başvuru süresinin ek kararın tebliğ tarihi olan 28.03.2022 tarihinden itibaren başladığı ve davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru tarihinin 05.04.2022 olduğu dikkate alındığında kararın süresinde istinaf edildiği ve istinaf incelemesi yapılması gerektiği halde süresinde yapılmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin reddinin doğru olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılarak karar verildiğinden, kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Borçlunun tüzel kişiliğe sahip limited şirket olduğu ve ödeme emrinin posta yolu ile tebliğ tarihinde aktif elektronik tebligat adresinin bulunduğu görülmekle, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin ikinci fıkrası gereği tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olup posta yolu ile yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu, bu durumda, borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulanma imkanının da bulunmadığı, hal böyle olunca, borçlu ................ Limited Şirketi’ne yöntemince tebliğ edilmiş ödeme emri bulunmadığına göre yapılan başvurunun süresinde olduğu kabul edilerek ............ tarihli dilekçesindeki sebepler ve re'sen incelenecek hususlar doğrultusunda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın süresinde açılmaması nedeniyle usulden reddi yönünde hüküm tesisinin ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesinin isabetsiz olduğu-
Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 5 ve 9 uncu maddelerine göre elektronik tebligatın, davalı Orman Genel Müdürlüğünü vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birime yapılması gerekmekte olup temsile yetkili olan vekilin ayrı bir elektronik tebligat adresinin bulunmasının bu kuralın uygulanmasına engel olmadığı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor