Mahkemelerin gerek kararlarında ve gerekse de işlemlerinde doğrudan ya da dolaylı olarak ayrımcılık oluşturacak söz ve davranışlardan kaçınmalarının temel kural olduğu, buna rağmen gerekçede toplumumuzun ayrılmaz bir parçası olan belli bir kesime yönelik yanlış anlaşılmaya müsait, ayrımcılık olarak değerlendirilebilecek mahiyette maksadını aşan ibarelerin kullanılmaması gerektiği- Mahkemece, davalı işveren vekiline daha önce bildirdiği tanıklarının tanıklık ücretinin yatırılması ve diğer konularda çıkartılan muhtıranın tebliğine rağmen verilen kesin süre içerisinde işlem ifa edilmediği gibi tanıklık ücreti de yatırılmadığından, davalı tarafın tanık dinletilmesi isteminin reddine dair ara karar tesis edilerek yargılamaya devam edildiği ve aynı duruşmada karar verilmediği, keza davalının bizzat hazır ettiği tanıklarının da dinlenilmediği anlaşılmakla, tarafların hazır ettiği şahitlerinin dinlenmemiş olması savunma hakkını kısıtlayıcı nitelikte olup, tanığın beyanının hükme esas alınmasıyla dinlenmesi aynı sonucu doğurmayacağından, davalının hak arama özgürlüğü kapsamında savunma hakkı ihlal edilerek gösterilen delilleri toplanmamak ve hazır edilen tanıkları dinlenmemek suretiyle hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğinin nazara alınması gerektiği-

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı, kendisinin vardiya nezaretçisi olduğunu ...