Davalı müdürün, davacı şirket yanında davacı ortağı da zarara uğrattığı ileri sürülmüş ise de, dava dilekçesi içeriği itibariyle dava konusu edilen zararın davacı ortak yönünden dolaylı zarar niteliğinde olduğu anlaşıldığından, mahkemece, davacı ortağın açtığı davanın mülga 6762 sayılı TTK'nın 309 ve 340. maddeleri kapsamında açılan bir dava olduğu, böyle bir davada hükmedilecek tazminatın ancak davacı şirket lehine hüküm altına alınması istemli olarak açabileceği, davacı ortağın kendi adına tazminatın hüküm altına alınmasını istemeyeceği gözetilerek davacı ortağın açtığı davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerektiği- Bir şirket müdürü iradesiyle şirket adına taşınmaz satışının muvazalı olduğu iddiasıyla dava açılırken diğer bir şirket müdürü tarafından bu davadan feragat edilmiş olup davacı şirketi tek başına temsile yetkili müdürler arasında davanın sürdürülüp sürdürülmemesi konusunda görüş ayrılığı oluştuğundan, "menfaat çatışması sonucu doğuran hallerde davacı şirketin temsili" konusundaki ilkeler dikkate alınarak davacı şirkete kayyım tayin edildikten sonra davacı şirket adına açılan dava yönünden işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Islahın yargılama bitinceye kadar yapılması mümkün ise de hükmün Yargıtay tarafından bozulması üzerine hüküm mahkemesinde yapılan yeni yargılama sırasında ıslahta bulunulamayacağı-

Taraflar arasında görülen davada E.zığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09/04/2015 tarih ve 2014/513-2015/118 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, bazı noksanlıkların ikmali için do ...