Davalı ...'in borçlusu kardeşi ... olan ... Genel İcra Dairesinde ... E. Sayılı cebri icra takibi başlattığı, bu dosya alacağının fer'ileri hariç toplam 1.350.000,00 USD olduğu, icra dosyasına eklenen adi yazılı protokollere dayanan bu alacağın kaynağının miras paylaşımı ile alakalı olduğunun ileri sürüldüğü, davalılar arasında 27.06.2005 tarihli sözleşme ve ibraname başlığı altında senet tanzim edildiği ve miras paylaşımı yapıldığı, bu sözleşmeye göre tarafların birbirlerine borcu bulunmadığı, 13.06.2010 tarihi atılan ek sözleşmeyle davalı borçlu ...'a borç yüklenilmiş olup adi yazılı ikinci senede itibar edilmediği, davalı tanıklarının da savunmadan farklı olarak; ...'nın ...'ya borç para verdiği ve bu nedenle aralarında borç ilişkisi olduğu beyanlarına itibar olunmadığı, borçlular kardeş olup ...'nın, ...'nın ekonomik durumu ve borçlarını bilebilecek durumda olduğu, davacının alacağını tahsil önüne geçebilmek için davalıların aralarında alacak takibi başlattıkları kanaatine ulaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalıların ... Genel İcra Dairesi ... Esas sayılı takip dosyası ile yapmış oldukları tasarrufun iptali ile davacının ... Genel İcra Dairesi ... Esas sayılı takip dosyası alacağı ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere iptal edilen dosya üzerinden alacağı tahsil yetkisi verilmesine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklının icra dosyasındaki alacak ve fer'ilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekir ise de, somut olayda dava konusu tasarrufun davalılar arasında yapılan muvazaalı icra takibi olduğu anlaşılmış olup, bu durumda yalnızca davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olmak üzere muvazaalı icra takibinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hem tasarruf konusu icra takibinin iptaline karar verilmesi, hem de iptal edilen bu takip dosyası üzerinden tahsil yetkisi verilmesinin doğru olmadığı, ne var ki bu yanılgının giderilmesinin yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından ...
