Borçlu davadan önce ölmüş ve dava mirasçıları aleyhine açılmış, davalı borçlu konumundaki mirasçılar def’i yolu ile mirası red ettiklerini ileri sürmüş olup, bu davada mirasbırakanın ödemeden aczinin açıkça belli olduğunu dile getirdiklerinden, mirasın reddedilmiş olduğunun kabulü gerektiği- Mirasbırakanın taşınır, taşınmaz hiçbir malı olmadığı yani miras bırakanın aciz hali sabit olup karinenin doğruluğu somut olayda saptanmış olduğu ve aksinin davacı tarafından ispat edilemediği- Mirası red eden mirasçılara husumet yöneltilemeyeceği- Taraf teşkili davanın görülebilme koşullarından olup, re'sen nazara alınacağı- Taraf teşkilinin sağlanması amacıyla Türk Medeni Kanununun 612. maddesinde belirtildiği üzere en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğinin nazara alınması ve bu tasfiyeye ilişkin yasal prosedürün sonucunun beklenmesi, tasfiye sonuçlandırıldığında da mirası reddedilen borçlu için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilcinin davaya katılımı suretiyle taraf teşkilinin sağlanması ve tüm delillerinin toplanıp sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği-

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair hüküm davalılardan N. ve A.e vekili ve davalı M. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü ...