Kefalet ve garanti sözleşmelerinin temel amaçlarının, esas itibariyle asıl borç ilişkisinin tarafı olmayan üçüncü kişilerce, alacaklıya şahsi teminat (güvence) verilmesi olduğu, ancak kefil, borçluya ait defileri alacaklıya karşı ileri sürebilme, kefaletten doğan borcunu ödedikten sonra asıl borçluya yasadan ötürü dönme (rücu) hakkı bulunduğu halde, garanti akdinde teminat veren kişiye bu hakların tanınmadığı, kefalette, kefilin sorumluluğu asıl borcun geçerli oluşuna ve devamına bağlı iken, bir tür üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğini taşıyan garanti sözleşmesinin, bağımsızlık ilkesi gereğince bu koşullara tabi tutulmadığı bu nedenlerle her iki sözleşmenin birbirinden ayırt edici kıstaslarının bulunduğu-

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; te ...