Bir kimse kendisine veya kanunun himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait taşınmaz üzerine bütünleyici parça niteliğinde yapı inşa etmiş, imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamayacağı- Tecavüz imar uygulaması sonucu meydana gelmiş ise arsa sahibinin bina sahibine bina bedelini ödemesi halinde mahkemece el atmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesinin mümkün olabileceği-

Taraflar arasındaki “elatmanın önlenmesi kal” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.5.2003 gün ve 2002/570 E, 2003/322 K. sayılı kararın incelenmesi davalı karşı davacı vek ...