Kural olarak ifraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarının kapsamının sağlıklı olarak belirlenebilmesi için 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü de dikkate alınarak müfrez kayıtların kapsamının ifraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarının dayanağı haritaların yerine uygulanması yoluyla belli edileceği, öte yandan müfrez kayıtların kapsamının da kök tapu kaydı kapsamı içinde aranmasının zorunlu olacağı-
Kadastro tespitine itiraza-
Kadastro tespitine itiraz davalarında husumetin tespit maliklerine, tespit maliklerinin ölü olması halinde ise mirasçılarına yöneltilmesinin ve tüm mirasçıların davada yer almasının zorunlu olduğu- Taraf teşkilinin sağlanmasının dava şartı olup, bu koşul yerine getirilmeden işin esasına girilemeyeceği; kamu düzenine ilişkin bu hususun, yargılamanın her safhasında Mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiği-
Dava konusu taşınmazların tarafların murisi İ. Akdağ'ın ölümünden sonra taraflar arasında düzenlenen senet ile davalı yana bırakıldığı ve bu hususun tanık beyanları ile de sabit olduğu-
Tapusuz taşınmazın tescili istemi-
Dava konusu taşınmazın yol ile arasında kot farkı bulunduğu ve genişleyecek yeri bulunmadığı hususu belirtilmekle yetinildiği- Rapor içeriğinde bu kot farkının ne kadar olduğu açıklanmadığı gibi bu husus rapor kapsamında yer alan fotoğraflardan da anlaşılamadığı- Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunamayacağı-
Çekişmeli taşınmazın evvelinin çalılık vasfı taşıdığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17 nci maddesi gereğince iktisap edilebilen yerlerden olduğunun anlaşıldığı- Dosya arasında yer alan, ziraat mühendisi, harita mühendisi ve orman bilirkişi raporlarının içeriğinden ve raporlara ekli fotoğraflardan, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde ekim-dikim yapılmadığı ve ekonomik amaca uygun herhangi bir tasarrufun da bulunmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıkça gözlemlendiği gibi, 1981 ve 1992 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyetin yapılmadığı, sabit sınırların bulunmadığı, taşınmazların doğal görünümünde oldukları tetkik edilmiş, yine raporlara ek fotoğraflardan, dava konusu taşınmazın kullanılmayan vaziyette olan komşu parseller ile toprak yapısı ve bitki örtüsü bakımından benzerlik ve bütünlük gösterdikleri, aralarında herhangi bir ayırıcı unsurun da bulunmadığı anlaşılmış; 2004 ve 2009 tarihli hava fotoğraflarında ise taşınmazın üzerinde yapı gözüktüğü belirtilmişse de öncesi imar ihyaya muhtaç olan yerlerin ev bahçesi, avlusu, arsası gibi amaçlarla kullanımının ekonomik amaca uygun zilyetlik sayılamacağı hususu karşısında, çekişmeli taşınmaz bölümünde davalı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığının anlaşıldığı-
Usulüne uygun ve yeterli hava fotoğrafı incelemesi yapılmadığı, bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmediği, 1 fen bilirkişi, 1 orman mühendisi bilirkişi ve 1 jeodezi ve fotogrametri mühendisi refakatinde yeniden keşif yapılması gerektiği-
Tarafların dayanak kayıtlarının taşınmazlara yöntemince uygulanması ve aynı davacı tarafından aynı davalı aleyhine açılan komşu 2, 4, 7, 8 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar hakkında deracattan geçerek kesinleşen davanın kabulü kararının bu davada etkisi üzerinde durulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de TMK mad. 706, TBK mad. 237 ve Tapu Kanunu mad. 26'da öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği- Tapusuz taşınmazlar menkul hükmünde olup taşınmazın teslim edilmesiyle birlikte satış geçerli hale geleceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.