“Kadının nafaka alabilmek için evlenmediğinin ve böylece hakkını kötüye kullandığı”nın ileri sürülemeyeceği–
5510 Sayılı Kanun'un mad. 56/2 hükmüne dayanılarak açılan davada, boşandıktan sonra eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulup sonuca gidilmesi gerektiği-
Sözleşmenin taraflarından birisinin “o sözleşmenin ifa olunacağı” hususunda o güne kadar süregelen davranışları ile karşı tarafa tam bir güvence vermesinden ve karşı tarafın da “ sözleşmenin yerine getirileceği” inancına iyiniyetle bağlanarak kendisine düşen edimleri yerine getirmesinden sonra artık «sözleşmenin şekil yönünden geçersizliğinin» ileri sürülmesinin «hakkın kötüye kullanılması» niteliğini taşıyacağı ve bu savunmanın (iddianın) yasal himayeden yoksun kalacağı –
Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkek eşin tam kusurlu olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davalı-karşı davacı kadın eş yararına (TMK) 174/1-2 gereğince maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği-
Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemi- Kamu malı niteliğinde olan bir yerin, kişinin özel istifadesine terki olanaklı değildir. Kısaca belirtmek gerekirse, dere yatağı üzerinden geçit kurulamayacağı-
Mahkemece, gerekçe bölümünde alacaklı tarafından bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesi, borçlu tarafa fazladan yargılama gideri yükletilmesine neden olunması hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilip, hukuk düzeni tarafından korunamayacağı gerekçesi ile şikayetin kabulüne dair değerlendirilmeler yapıldığı, gerekçeli kararın sonuç bölümünde de şikayetin kabulüne karar verildiği, ancak, hüküm fıkrasına geçildiğinde, şikayetin reddi ile takibin devamına karar verilmek suretiyle, hüküm ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirildiği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasının tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklandığından ve davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma isteğinin reddi gerekeceği- TMK 174/1 maddesi boşanma eki niteliğindeki maddi tazminat kapsamında yer almayan ziynet eşyaların karşılığı istenen maddi tazminat talebinin başvuru harcı yatırılmayıp daha sonra nispi harç yatırılması ile usule uygun dava haline gelmeyeceği- Ziynetler konusunda usulüne uygun bir davası bulunmadığı halde, kabulüne karar verilen ziynetler nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti takdirinin de usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul edip daha sonra dava açıp kesinti bedelini geri istemesi hakkın kötüye kullanılması olup iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.