Takip tarihinden önceki döneme ait olan işlemiş faizin fahiş olduğu iddiasının, İcra ve İflas Kanunu'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz olduğu, aynı Kanun'un 169/a-5. maddesi uyarınca itirazın kabulü halinde takibin durmasına karar verileceği-
Senet bedelini «araya girme suretiyle» ödeyen kimsenin, lehine ödeme-de bulunduğu kişi ile buna karşı borçlu olanları -«kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile»- takip edebileceği—
TMSF'nin mahkemeye verdiği cevabı yazıda borçlu şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiğinin, şirket tüzel kişiliğinin borç ve sorumluluklarından sorumlu olduğunun belirtildiğinin görüldüğü, itiraza konu takibin kambiyo senedine dayandığının, borçlu şirket lehine kefaletin söz konusu olmadığının, bu durumda ilk derece mahkemesince borca itirazın reddi kararının yerinde olduğunun anlaşıldığı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davası 1086 sayılı HUMK'nun yürürlükte olduğu dönemde açılıp davalılar vekili cevap dilekçesinde "... her türlü yasal delil" demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan, davalılara yemin teklif hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece bilirkişi raporunda belirlenen, taleple sınırlı istenebilir faiz alacağı miktarı esas alınarak icra emrinin buna göre düzeltilmesi gerekirken, talebi aşan alacak kalemlerinin yer aldığı "Hesaplanan" başlıklı bölüme göre icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kambiyo takibinin, daha önce başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamlı icra takibine konu alacakla aynı alacağa dayalı olduğu, şikayet konusu olan kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibine konu alacağın ise 2.527.532,00 TL olduğu görülmekle, buna göre ipotekli takip konusu 2.100.000,00 TL limitin dışında kalan tutar yönünden kambiyo takibinin derdest olmadığının kabulü gerektiği- Şikayete konu kambiyo takibinin 2.100.000,00 TL yönünden iptaline, kalan kısım yönünden ise şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken takibin tümden iptaline hükmedilmesi gerektiği-
Takip konusu senette keşideci konumunda olan “Asfalt Yapı Kooperatifi Apartman Yöneticiliği”nin tüzel kişiliği bulunmadığın-dan,”bono” sayılmayacağı;keşideci lehine verilmiş olan avalin de hüküm ifade etmeyeceği,çünkü,aval verenin,kimin için aval vermiş-se,tıpkı onun gibi sorumlu olacağı-
Mahkemece taleple bağlılık ilkesi gereğince borçlunun takibin iptaline yönelik şikayeti ile ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken taleple ilgisi bulunmayan satış kararının kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İmza, borçlunun el yazısı ürünü ve şekil şartına bağlı olmayıp, yapılan her türlü biçim ve çizim için önemli olan hususun imza atma iradesi olacağı ve imza itirazında ispat külfetinin, alacaklıya ait olacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.