Menfi tesbit davası açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunması gerekeceği, İ.İ.K.`nun 89. maddesi uyarınca gönderilen 1. haciz ihbarnamesi ile 3. kişinin şeklen geçici olarak da olsa, borçlu durumuna düşürüldüğü, bu nedenle, takip borçlusuna karşı borcu bulunmadığına yönelik İ.İ.K.`nun 72. maddesine göre menfi tesbit davası açmasına yasal bir engel bulunmayacağı, 3. şahsın takip borçlusuna karşı açacağı böyle bir davanın, İ.İ.K.`nun 89/3. maddesi uyarınca açılacak menfi tesbit davasına ön mesele teşkil edeceği, diğer bir anlatımla, üçüncü şahsın takip borçlusuna borcu bulunup bulunmadığına yönelik açılan menfi tesbit davasının sonucunun bekleneceği, biri diğerinin sonucuna bağlı iki davanın birlikte görülebileceği H.U.M.K.`nun 45/3. maddesinde hükme bağlandığı gibi, usul ekonomisi yönünden de bu davaların birlikte görülmesinde fayda bulunduğunun aşikar olduğu-
İİK'nun 89/1. maddesinde yer alan düzenleme karşısında birinci haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra takip borçlusu şirkete yapılan faize ilişkin ödemenin muteber bir ödeme sayılmaması nedeniyle üçüncü kişinin ikinci haciz ihbarnamesine yaptığı itirazın faiz ödemesi yönünden gerçeğe aykırı olduğunun anlaşıldığı, o halde mahkemece, alacaklının tazminat isteminin faiz ödemesi yönünden kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
ihbarnamelerinin de aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca tebliğ edilmesi halinde de usulsüzlük bulunmayacağı-
Uyuşmazlığın, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine göre menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olduğu- Haciz ihbarnamesinin dava dışı X Şirketine 26.06.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça tebliğden itibaren 7 günlük süre içerisinde haciz ihbarnamesine itiraz edilmediği, eldeki davanın ise tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre dolduktan sonra 01.07.2016 tarihinde açıldığı, buna göre anılan Kanun maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Haciz ihbarnamesi ile üçüncü kişide bulunan borçluya ait kahve makinesinin de haczedilebileceği–
Haciz ihbarnamesi alan bankanın “borçluya ait mevduatın kendilerine rehinli olduğunu bu nedenle bankanın, rehin, hapis, takas, mahsup haklarından sonra gelmek kaydıyla haczin kayıtlara işlendiğini” bildirmesinin “birinci haciz ihbarnamesine itiraz” niteliğinde sayılacağı– Üçüncü kişinin bu beyanının “itiraz” niteliğinde sayılmaması halinde, üçüncü kişiye ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri gönderilmeden, “bankadaki paranın icra dairesine gönderilmesini” istenemeyeceği-
Birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz ettiği halde kendisine ikinci haciz ihbarnamesi gönderilmiş olan üçüncü kişinin, bu ihbarnamenin iptalini istemekte hukuki yararının bulunduğu–
Haczedilmezliğe ilişkin şikayet tarihinden sonra dosyanın infaz edilmiş olması, borçlu açıkça vazgeçmediği sürece, şikayetin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Süresi içerisinde takibe itiraz edilmesi halinde, İİK 66. maddesi gereği takip duracağından dolayı ortada kesinlemiş bir takip olduğundan bahsedilemeyeceği ve bu durumda, takibin kesinleşmesinden önce üçüncü şahsa İİK 89/1 madde kapsamında gönderilen haciz ihbarnamesinin geçerliliğini yitireceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.