İİK'nun 89/1. maddesinde yer alan düzenleme karşısında birinci haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra takip borçlusu şirkete yapılan faize ilişkin ödemenin muteber bir ödeme sayılmaması nedeniyle üçüncü kişinin ikinci haciz ihbarnamesine yaptığı itirazın faiz ödemesi yönünden gerçeğe aykırı olduğunun anlaşıldığı, o halde mahkemece, alacaklının tazminat isteminin faiz ödemesi yönünden kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
ihbarnamelerinin de aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca tebliğ edilmesi halinde de usulsüzlük bulunmayacağı-
Haciz ihbarnamesi ile üçüncü kişide bulunan borçluya ait kahve makinesinin de haczedilebileceği–
Haciz ihbarnamesi alan bankanın “borçluya ait mevduatın kendilerine rehinli olduğunu bu nedenle bankanın, rehin, hapis, takas, mahsup haklarından sonra gelmek kaydıyla haczin kayıtlara işlendiğini” bildirmesinin “birinci haciz ihbarnamesine itiraz” niteliğinde sayılacağı– Üçüncü kişinin bu beyanının “itiraz” niteliğinde sayılmaması halinde, üçüncü kişiye ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri gönderilmeden, “bankadaki paranın icra dairesine gönderilmesini” istenemeyeceği-
Birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz ettiği halde kendisine ikinci haciz ihbarnamesi gönderilmiş olan üçüncü kişinin, bu ihbarnamenin iptalini istemekte hukuki yararının bulunduğu–
Haczedilmezliğe ilişkin şikayet tarihinden sonra dosyanın infaz edilmiş olması, borçlu açıkça vazgeçmediği sürece, şikayetin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Süresi içerisinde takibe itiraz edilmesi halinde, İİK 66. maddesi gereği takip duracağından dolayı ortada kesinlemiş bir takip olduğundan bahsedilemeyeceği ve bu durumda, takibin kesinleşmesinden önce üçüncü şahsa İİK 89/1 madde kapsamında gönderilen haciz ihbarnamesinin geçerliliğini yitireceği-
Menfi tesbit davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurmanın dava şartı olmadığı-
Davacı, dava dışı üçüncü kişiden davalıdan olan alacağının 100.000 TL'sini devralmış, temlik belgesini davalıya tebliğ etmiş, bu davanın açılmasından önce temlik alınan para, temlik edenin borçlarından dolayı icra veznesine ödenmiş olduğundan davacı bu paranın kendisine ödenmesi gerektiği iddiasında olduğu takdirde, eda davası açmak suretiyle bu parayı davalıdan talep edebileceğinden davacının, davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı için davanın reddine karar vermek gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.