Mahkemece karar gerekçesinde davalı İdarenin cevabî yazısı ile emsal kararlara atıf yapılarak seyyar görev tazminatının kabulüne karar verilmiş ise de; dosya içeriğine göre davalı idarenin kabulünde olduğu dönemlere ilişkin seyyar görev tazminatının ödenip ödenmediğinin açıklığa kavuşturulmasının gerekli olduğu, bozma sonrası bilirkişiden alınan raporlarda ; dosya kapsamından davacıya seyyar görev tazminatının ödendiği tespiti yapılarak bu alacağın bulunmadığına ilişkin görüş belirtildiği, hükme esas alınan diğer bilirkişi raporunda ise havale tarihli yazı ile bildirilen ödeme belgelerinin dosyaya sunulmadığından bahsedilerek davacının seyyar görev tazminatı alacağının hesaplandığı, bu duruma göre mahkemece yapılacak işin; özellikle kamu idaresinin cevabî yazısında bildirilen seyyar görev tazminatının ödenip ödenmediği hususunun, gerekirse ilgili evrakın tekrar aynı kamu kurumundan celbi ile açıklığa kavuşturulup bilirkişi raporlarındaki çelişkinin giderilmesinden ibaret olduğu-
Uyuşmazlık, öncelikle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davanın esası hakkında verilen kararın nasıl kurulması gerektiğine, kabule göre ise 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine ve uygulanan toplu iş sözleşmesi ilgili hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep konusu fark alacaklarının bulunup bulunmadığına ve hüküm altına alınan alacaklara uygulanması gereken faizin başlangıç tarihi ile türüne ilişkindir...
Taraflar arasında akdedilen 28.05.2004 tarihli "Protokol" başlıklı sözleşmenin 4 üncü maddesi; "A., Cezayir'deki temsilcilik görevi nedeniyle, Ö. ve çalıştıracağı kişiler ile büro giderleri için aylık toplam 6.000 USD (altıbin USD) ödeyecektir. Bu miktarın 3.000 USD (üçbin USD)'lik kısmı Cezayir Dinarı olarak ödenecektir. Bu ödeme, bir yıl süre ile devam edecek, taraflarca yapılacak durum değerlendirmesi ve sağlanacak mutabakat neticesinde bu süre uzatılabilecektir." düzenlemesini içermektedir. Davacı, dava dilekçesinin 4 numaralı bendi ile talep ettiği alacaklarını, Protokol'ün 4 üncü maddesine dayandırmaktadır. Protokol çerçevesinde istenilen bu alacaklar bakımından zamanaşımı süresi aynı 818 sayılı Kanun'un 125 inci maddesi uyarınca 10 yıl olduğu-
Davalılardan ...nın faaliyet alanı içerisinde konut inşaatı yer almakta olup, davalılar arasındaki sözleşmenin konusunun da konut projesine ilişkin olduğu, tarafların dilekçesindeki açıklamaları, işin niteliği ve faaliyet alanları nazara alındığında davalılar arasında asıl alt işveren ilişkisinin bulunduğunun kabulü gerekeceği, kaldı ki; davalı şirketler arasındaki inşaat sözleşmesi .............. tarihinde feshedilip sözleşme konusu inşaat işyeri ...ne devredilmesine rağmen davacının bu şirkette şantiye şefliğinin devam ettiğinin de kayıtlar ile sabit olduğu, bu durumda, her iki davalı şirketin de talep konusu alacaklardan birlikte sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Ücretleri ödenmeyen ve bu nedenle iş görme edimini yerine getirmeyen davacı işçinin iş sözleşmesinin işverence feshinin haklı nedene dayanmadığı, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü yerine reddinin hatalı olduğu- Davanın açılış şekli itibariyle kısmi eda, külli tespit talepli belirsiz alacak davası olduğu, mahkemenin davaya karşı zamanaşımını gözetmesinin yerinde olduğu, ancak, davacının yaptığının ıslah olmayıp, talep artırımı ile alacağın belirli hale getirilmesi olduğu, belirsiz alacak davasının bütün türlerinde dava açılmakla zamanaşımının kesileceği, talep artırımına karşı yapılan zamanaşımı def’inin hukuki sonuç doğurmayacağı, bu nedenle talep artırımına karşı yapılan zamanaşımı def’inin dikkate alınmaması gerekirken hukukî değer taşımayan zamanaşımına def’ine göre karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
9. HD. 18.06.2018 T. E: 2017/2972, K: 13087-
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesine hükümlerine göre ücretinin tespiti ile fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının bulunup bulunmadığı ve bu alacakların hesap yöntemi noktalarında toplanmaktadır...
Davalı Kurum kayıtlarında gözükmeyen ancak dava dışı işyerinden bildirildiği iddia edilen 60 günlük hizmetin yaşlılık aylığı bağlanmasına esas alınması istemiyle açılan eldeki davanın hizmet tespiti niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 124 üncü maddesi gereğince çalışmaların geçtiği iddia olunan işverene husumet yöneltilerek göstereceği deliller de toplanmak suretiyle çalışmanın varlığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Uyuşmazlık, öncelikle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davanın esası hakkında verilen kararın nasıl kurulması gerektiğine, kabule göre ise 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine ve uygulanan toplu iş sözleşmesi ilgili hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep konusu fark alacaklarının bulunup bulunmadığına ve hüküm altına alınan alacaklara uygulanması gereken faizin başlangıç tarihi ile türüne ilişkindir...
9. HD. 05.03.2012 T. E: 2011/3949, K: 6772-
Davacının servisten yararlandığını iddia etmediği gibi gerek bu hususu gerekse yol ücreti aldığı iddiasını ispatlayamadığı gözetilmeksizin, yol ücretinin giydirilmiş ücrete dahil edilerek tazminatların hesaplanmasının yanlış olduğu- Fazla çalışma olgusunun ispat yükünün işçiye ait olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.