Mülkiyeti saklı tutmak koşuluyla yapılan satışın, yasanın öngördüğü şekilde noterlikçe özel siciline kaydedilmemiş ise, satışın kendiliğinden kesin satışa dönüşeceği; satış, özel sicile kaydedilmiş ise, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği araştırılarak eğer temerrüt gerçekleşmiş ise davacı 3.kişinin ancak aldığı taksitleri borçluya iade etmek suretiyle sözleşmeden dönebileceği hatırlanarak, iade edilecek bedel üzerinden haczin bedele dönüştürülmesi koşuluyla istihkak davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği, borçlunun taksitleri ödeme konusunda temerrüde düşmemesi hâklinde ise, alacaklının geri kalan satış bedeli borcunu bir defada ödeyerek satışa konu olan mal üzerindeki mülkiyeti muhafaza kaydını kaldırıp mülkiyeti borçluya geçirmek suretiyle o malı haczettirip sattırma olanağına kavuşacağı-
Yasal otuz günlük ödeme süresi dolmadan açılan davada tahliye kararı verilemeyeceği-
Kira parasının, alışılmış (mutad) ödeme şeklinin araştırılması gerektiği
Davaya konu olayda, 1.12.1999 tarihi öncesinde sigorta ettirene yapılmış usulüne uygun bir ihtar bulunmadığından, bu tarihten önce sigorta sözleşmesinin kendiliğinden münfesih olduğunun kabulünün mümkün olmadığı-
Borçluya gönderilen '13 örnek ihtarlı ödeme emri'nde ödeme ve itiraz sürelerinin gösterilmemiş olması halinde, borçlunun temerrüdünün oluşmayacağı–
Mahkemece, eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davada zamanaşımı durma süreleri belirlendikten sonra; davaya ve ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def'ileri dikkate alınarak ve talep edilen dönemle sınırlı olacak ve zamanaşımının durduğu süreler de hesaplamaya dâhil edilecek şekilde bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınarak yeniden hesaplanması gerektiği- Kısa çalışma primi yönünden toplu iş sözleşmelerinde ayrı bir ödeme günü belirlenmiş olmadığından bu alacak kalemine dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği-
Vadenin gelmesiyle borcun muaccel olacağı, ancak borçlunun temerrüdünün ibrazla başlayacağı - Alacaklının şahsında tereddüt hasıl olması halinde, borçlunun bono bedelini tevdi ile borcundan kurtulacağı—
Ek zarar, borç zamanında ödenmiş olsaydı alacaklının durumu ne olacak idiyse temerrüt faizi ile bu durumun karşılanmayan kısmı olduğundan muhtemel faiz geliri ile temerrüt faizi arasındaki farkın aşkın zarar olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Borçlunun temerrüdünün banka tarafından akdi ilişkinin sona erdirilip hesap kat edildikten sonra, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya "ihtarnamede ödeme için süre verilmiş ise bu sürenin bitiminden itibaren oluşacağı"-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.