Munzam zarar davalarında alacaklının kanıtlama yükümlülüğünün çok sıkı kurallara bağlanmaması gerekeceği, yaşayan hayatın gerçekleri ve deneyimlerinin zorunlu kıldığı herkesçe bilinen normal durumlar ile fiili karinelerin isbat hukuku açısından alacaklı yararına değerlendirilmesi, bunların aksini iddia eden borçluya kanıtlama yükünün düştüğünün kabul edilmesi gerekeceği, enflasyonist ekonominin getirdiği olumsuz etki ve sonuçların herkesin az veya çok bildiği, en önemlisi, gerekli olduğu takdirde bilinebilmesinin kolayca gerçekleştirilebileceği ve mahkemelerinde bilgisi altında olan vakıalar olarak kabulünün gerekeceği, yasal deyimi ile “maruf ve meşhur” vakıalar olduğu ve bunların kanıtlanmasına gerek olmadığı-
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; D.li Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 24.12.1999 gün ve 1999/118-930 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıta ...
İlgili bağlantılar