Bankanın hesabın kat edildiğine ve asıl alacağın o zamana kadar işlemiş akdi faiziyle birlikte hesaplandığı miktarın ödenmesi gerektiğine ilişkin ihtarnamesi borçluya tebliğ edilemediğine, sözleşmede temerrüt için ihtarın aranmadığına ilişkin özel bir hüküm de bulunmadığına göre borçlu temerrüde düşmüş kabul edilemeyeceğinden alacaklının isteyebileceği faizin elbette temerrüt faizi olmayacağı, kat tarihinden takip tarihine kadar ayakta olan sözleşmede tarafların kararlaştırdığı faizin uygulanacağı-
Temerrüt faizinin, para borçlarının öngörülen sürede ödemede bulunmayan borçlunun alacaklısına ödeyeceği miktardan ibaret olduğu, temerrüt faizinin ödenmesi için zarar koşulu aranmadığı gibi borçlunun da kusurlu olmasına gerek olmadığı, ancak alacaklının oluşan zararın temerrüt faizinden fazla olduğunu iddia etmesi halinde bunu ispat etmek durumunda olacağı-
Davacının ferağ umudunu, kısmi ifanın gerçekleştiği tarihte mi yoksa dava tarihinde mi yitirmiş olacağı; burada varılacak sonuca göre davacının davasını zamanaşımı süresi içinde açıp açmadığı-
Posta havale makbuzunda, gönderilen paranın hangi ayın kira bedeli olduğunun belirtilmemiş olması halinde, yapılan ödemenin önce muaccel olan aya mahsup edileceği
Davacının olumsuz zararını isteyebilmesi için, sözleşmenin feshedilmesinde bir kusurunun olmaması gerekeceği, davacının irtifak hakkının iptal edilmesinde kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini kanıtlayamadığı, bilakis sözleşmenin davacının kusurlu davranışı sonucu iptal edildiği anlaşıldığından, olumsuz zararını da isteyemeyeceği-
Mülkiyeti saklı tutmak koşuluyla yapılan satışın, yasanın öngördüğü şekilde noterlikçe özel siciline kaydedilmemiş ise, satışın kendiliğinden kesin satışa dönüşeceği; satış, özel sicile kaydedilmiş ise, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği araştırılarak eğer temerrüt gerçekleşmiş ise davacı 3.kişinin ancak aldığı taksitleri borçluya iade etmek suretiyle sözleşmeden dönebileceği hatırlanarak, iade edilecek bedel üzerinden haczin bedele dönüştürülmesi koşuluyla istihkak davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği, borçlunun taksitleri ödeme konusunda temerrüde düşmemesi hâklinde ise, alacaklının geri kalan satış bedeli borcunu bir defada ödeyerek satışa konu olan mal üzerindeki mülkiyeti muhafaza kaydını kaldırıp mülkiyeti borçluya geçirmek suretiyle o malı haczettirip sattırma olanağına kavuşacağı-
Yasal otuz günlük ödeme süresi dolmadan açılan davada tahliye kararı verilemeyeceği-
Kira parasının, alışılmış (mutad) ödeme şeklinin araştırılması gerektiği
Davaya konu olayda, 1.12.1999 tarihi öncesinde sigorta ettirene yapılmış usulüne uygun bir ihtar bulunmadığından, bu tarihten önce sigorta sözleşmesinin kendiliğinden münfesih olduğunun kabulünün mümkün olmadığı-
Borçluya gönderilen '13 örnek ihtarlı ödeme emri'nde ödeme ve itiraz sürelerinin gösterilmemiş olması halinde, borçlunun temerrüdünün oluşmayacağı–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.