Kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, hafta sonu tatil ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödetilmesine-
İstihdamı engelleyen durum araştırılıp, işletmesel karar ile istihdam fazlalığının meydana gelip gelmediği, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp uygulamadığı, işverenin fesihte keyfi davranıp davranmadığı ve işletmesel karar sonucu feshin kaçınılmaz olup olmadığı, davacının çalışabileceği pozisyonların fesih tarihi ve öncesinde boş olup olmadığı hususlarının araştırılıp davacının değerlendirilebileceği başka bir bölüm veya iş olup olmadığı değerlendirilerek feshin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığına karar verilmesi gerektiği-
Davacının işyerindeki çalışma disiplinine ve düzenine aykırı olarak hareket ettiği, eylemleri haklı fesih nedeni kabul edilebilecek düzeyde olmasa da davacının kıdemi ve yaptığı iş dikkate alındığında davranışlarının taraflar arasında güven ilişkisini zedelediği ve İş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenmez bir hal aldığı anlaşıldığından, işveren tarafından yapılan feshin, haklı nedene dayanmamakla birlikte geçerli nedene dayandığının kabul edilmesi gerektiği-
4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu'nun 20/son maddesi idari para cezalarının genel esaslara göre tahsil edileceğini düzenlediği, buna göre uyuşmazlığın çözüm yerinin, İş Mahkemesi olmayıp, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2. maddesi gereğince genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu-
Kurum bünyesinde kayıtlı Çocuk Kulübü işyerinde “yardımcı öğretmen-sınıf anneliği” sıfatıyla geçen hizmetin tespitine yönelik davada bu türdeki tüm davalar gibi, çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabileceğinden davacı yanca, çalışma olgusunun varlığı tanık beyanı ve resimlerle kanıtlanmış; işveren de bu hususu tevil yollu ikrar etmiş olup davacının yaptığı iş, sektörde bakıcı anne, öğretmen yardımcısı, yardımcı öğretmen, sınıf annesi, hizmetli, hademe gibi tabirlerle ifade olunan; niteliği itibariyle de çocukların ve bulundukları ortam ile kullanılan eşyaların gün içerisinde temizlik ve bakım hizmetlerini içeren bir iştir ve davcının hizmetinin yaptığı işin niteliğine göre kesintili mi kesintisiz mi olduğunun çalışma süresinin net olarak ve usulünce tespitinin gerekeceği-
% 5 puanlık teşvik indiriminden yararlanma davasının, 5510 sayılı Kanun’un 81. maddesi gereğince iş mahkemesinde görülmesi gerektiği- Ancak taraf sıfatının dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olması sebebiyle, Yargıtay bozma kararına uyulmakla bozma kararı lehine olan davalı Kurum yararına, taraf sıfatı yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğundan, Kuruma husumet yöneltilemeyeceği- Görev yönünden ise Özel Dairece yapılan temyiz incelemesinde görev konusu da değerlendirildiğinden göreve ilişkin olarak da usuli kazanılmış hakkın oluşacağı-
Davacının bel ağrısı rahatsızlığı nedeniyle sık sık rapor aldığı ve 02-10/09/2013 tarihinde İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesinde yatılı tedavi gördüğü ve 16/09/2013 tarihine kadar rapor verildiği, fizik tedavi ve 6 ay sonrasına kontrol önerildiği, 13/09/2013 tarihli sağlık kurulu raporunda davacının belden eğilmesini gerektirmeyen, ağır yük kaldırmayacağı bir bölümde çalışması gerektiğinin belirtildiği, davacının bu rapora göre 08/10/2013 tarihinde takımhane veya kalite kontrol bölümünde çalışma yönünde bölüm değişikliği teklifinde bulunduğu, işverence 10/10/2013 tarihinde takımhanede personel fazlası olup kalite kontrol bölümünde 1.258,90 TL brüt ücretle çalışabileceğinin bildirildiği, davacının aynı gün tekrar kalite kontrol bölümünde şu an almakta olduğu 1.888,00 TL brüt ücretle çalışmasının yeniden değerlendirilmesini talep ettiği ve işverence bu teklifin takımhane ve kalite kontrol bölümünde ücretlerin davacının çalıştığı bölümden zaten düşük olduğu, en kıdemlisinin davacı ile aynı ücreti aldığı, bölümde sıfırdan işe başlayacak davacıya bu ücretin ödenmesinin imkan dahilinde bulunmadığı gibi eşitsizlik yaratacağı, kişisel başarı ve farklılıkların gözardı edilmesinin iş barışını olumsuz etkileyeceği düşüncesiyle 06/11/2013 tarihinde bölüm değişikliği teklifinin kabul edilmediği ve mevcut CNC operatörü olarak çalışmaya devam etmesinin uygun görüldüğü belirtilmiş olup, davacı 11-15/11/2013 ve 19-28/11/2013 tarihlerinde yine rapor almış ve mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen 18.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda gerek işyerinde yapılan tespit gerekse davacının tedavi belgeleri, sağlık raporları, dosyadaki diğer delillerle birlikte gözönüne alındığında, iş akdinin feshinden önce çalıştığı talaşlı imalat bölümünde ... Torna Operatörlüğü işinin sağlık durumuna uygun olduğu belirtilmiş olduğundan, davalı işverence de davacının kendi bölümünde çalışmaya devam etmesinin uygun olacağı belirtilerek bölüm değişikliği teklifi kabul edilmemiş olduğundan ve davacı yine de rapor almaya devam ettiğinden, davalı işverenin davacının iş görme ediminden yararlanamadığı ve bu sebeple feshin geçerli nedene dayandığı-
Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan davacının süre bitiminde iş sözleşmesinin uzatılmamasını ve kıdem tazminatı ile özlük haklarının verilmesi talebinin doğrudan istifa olmadığı, ikale yapma yönünde bir icap olduğu- İşyerinde bazı ayrılan işçilere işverence tazminat ödendiği dikkate alındığında belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan davacıya oluşan ikale nedeni ile kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği- Belirli süreli olması ve davacının ikaledeki talebinin kıdem tazminatı ve özlük hakları ile sınırlanması nedeni ile ihbar tazminatı isteminin reddi gerektiği-
Davacının davalı işyerinde işletme müdürü olarak çalıştığı iddia edilmesine rağmen dosyada buna ilişkin somut veri bulunmadığı, davacının işetme de müdür olarak çalışıp çalışmadığı öncelikle belirlenmeli, müdürlüğünün tescil edilerek Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilip edilmediği tespit edilmesi gerektiği- Davacı ile davalı arasındaki SGK ilişkileri araştırılmalı, davacının iddia ettiği dönemde başka kuruma bağlı çalışması olup olmadığı da açık ve tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya konulması gerekeceği, gelen cevabi yazılarla birlikte tüm deliller yeniden bir değerlendirilmeye tabi tutularak, davacı ile davalı arasında 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında bir işçi- işveren ilişkisi olup olmadığı tespit edildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İşyeri kayıtlarının, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgelerin, işyeri iç yazışmalarının, ücret bordrolarının delil niteliğinde olduğu, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.