Dava konusu anataşınmazın üstündeki yapının yıkılmadığı ve kat mülkiyetinin müşterek mülkiyete dönüşmemiş olduğu anlaşıldığı olayda kat malikleri kurul kararının iptaline karar verilmesi istemine ilişkin uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı- 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nın Ek 1. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlığın -değerine bakılmaksızın- sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği-
Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği- Kentsel Dönüşüm Projesi alanında kalan, imar uygulaması dışında bırakılan parsel yönünden, aynı taşınmazın diğer hissedar tarafından açılan davadaki kararı onandığından, bu kararın güçlü delil olduğu ve taşınmazda idarenin paydaş bulunduğu da gözetildiğinde, davacının bu parsele kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği anlaşılmakla; bu parsel yönünden esasa girilerek hüküm kurulması gerekirken, idari yargının görevli olduğundan bahisle, davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu- Başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhdesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaştırma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla zilyetliği tespit davası açma hakkı tanınmış ise de, kamuya ait mera, yaylak, kışlak, genel harman yeri, orman, aktif dere yatağı niteliğindeki taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacakları, bu taşınmazların zilyetlikle edinilemeyecekleri, bu nedenle de bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde meydana getirilen muhtesatlara hukuki değer verilemeyeceği gözönüne alındığında, dava konusu taşınmazın niteliğinin de araştırılıp soruşturularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Alacak davası-
İtirazın iptali davası-
Davacının, yükleniciden temlik aldığı şahsi hakkına dayanarak taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının tespitini istemine ilişkin tespit davası değil, yüklenicinin temlikine dayalı olarak eda davası niteliğindeki tapu iptali ve tescil veya tazminat davası açması gerektiği-
Taşınmazın davalı olduğu belirtilerek ve malik hanesi boş bırakılarak tescilinin yapıldığı, davalı tarafça temyiz dilekçesinde taşınmazın mera vasıflı olduğunun ileri sürüldüğü davada, taşınmaz tesciline esas belgelerin (tapulama/kadastro tutanağı, mera, yaylak, kışlak kütüğü. Kadastro Mahkemesi dosyası) getirtilerek davaya konu muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmazın niteliği yöntemine uygun biçimde araştırılıp soruşturulması, taşınmazın niteliğinin duraksama olmaksızın belirlenmesi, taşınmazın belirlenecek niteliğine göre davacının taşınmaz üzerindeki muhdesatlar yönünden dava hakkının bulunup bulunmadığının düşünülmesi, dava hakkının bulunduğu kabul edildiği takdirde; kamulaştırmaya ilişkin evraklar ve kroki de eklenerek, taşınmazın hangi kısmının kamulaştırmaya konu olduğunun belirlenmesi, fen bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ve krokisindeki muhdesatların kamulaştırma krokisi ile çakıştırılarak, muhdesatların bulunduğu bölümün kamulaştırılıp kamulaştırılmadığının tespit edilmesi gerektiği-
Tapu müdürlüğünün müzekkere cevabında, dava konusu taşınmazda bulunan 6 ve 7 no’lu bağımsız bölümlerin, 17.10.2016 tarihinde kat irtifakının terkin edilmesiyle ortak mülkiyete dönüştüğünün, 08.11.2016 tarihinde tevhit edilerek 41 ada 53 parselin oluştuğunun bildirildiği ve gönderilen tapu kaydına göre; 41 ada 53 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın 42650/2346057 payının davalı şirket adına 08.11.2016 tarihli tevhit işlemiyle tescil edildiğinin anlaşılması karşısında, sözü edilen tapu müdürlüğü yazısı esas alınarak dava konusu 6 ve 7 no’lu bağımsız bölümlerin terkin edilip edilmediğinin ve son durumunun tapu kayıtları getirtilmek suretiyle incelenerek, dava konusu 6 ve 7 no’lu bağımsız bölümlerin arsa payının, davalı adına oluşan paya yansıma oranı tespit edildikten sonra bu miktar üzerinden iptal ve tescile karar verilmesi gerektiği-
Kabule göre ise; muhdesatın tespiti davalarında, davanın konusu (müddeabih) muhdesat iddiasını kabul etmeyen davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup, buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nin 326/2. madddesi uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden davalıların tapudaki hisseleri ile HMK’nin 312, Harçlar Kanunu’nun 22. ve karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gözönünde bulundurulmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği-
Davacı tüketici ile davalı arasında imzalanan ... Yenileme Projesi Gayrimenkul Satış Sözleşmesi'nden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği- Görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olduğu; taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği- Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hakkın söz konusu olmayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.