Alacak davası-
İtirazın iptali davası-
Davacının, yükleniciden temlik aldığı şahsi hakkına dayanarak taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının tespitini istemine ilişkin tespit davası değil, yüklenicinin temlikine dayalı olarak eda davası niteliğindeki tapu iptali ve tescil veya tazminat davası açması gerektiği-
Taşınmazın davalı olduğu belirtilerek ve malik hanesi boş bırakılarak tescilinin yapıldığı, davalı tarafça temyiz dilekçesinde taşınmazın mera vasıflı olduğunun ileri sürüldüğü davada, taşınmaz tesciline esas belgelerin (tapulama/kadastro tutanağı, mera, yaylak, kışlak kütüğü. Kadastro Mahkemesi dosyası) getirtilerek davaya konu muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmazın niteliği yöntemine uygun biçimde araştırılıp soruşturulması, taşınmazın niteliğinin duraksama olmaksızın belirlenmesi, taşınmazın belirlenecek niteliğine göre davacının taşınmaz üzerindeki muhdesatlar yönünden dava hakkının bulunup bulunmadığının düşünülmesi, dava hakkının bulunduğu kabul edildiği takdirde; kamulaştırmaya ilişkin evraklar ve kroki de eklenerek, taşınmazın hangi kısmının kamulaştırmaya konu olduğunun belirlenmesi, fen bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ve krokisindeki muhdesatların kamulaştırma krokisi ile çakıştırılarak, muhdesatların bulunduğu bölümün kamulaştırılıp kamulaştırılmadığının tespit edilmesi gerektiği-
Tapu müdürlüğünün müzekkere cevabında, dava konusu taşınmazda bulunan 6 ve 7 no’lu bağımsız bölümlerin, 17.10.2016 tarihinde kat irtifakının terkin edilmesiyle ortak mülkiyete dönüştüğünün, 08.11.2016 tarihinde tevhit edilerek 41 ada 53 parselin oluştuğunun bildirildiği ve gönderilen tapu kaydına göre; 41 ada 53 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın 42650/2346057 payının davalı şirket adına 08.11.2016 tarihli tevhit işlemiyle tescil edildiğinin anlaşılması karşısında, sözü edilen tapu müdürlüğü yazısı esas alınarak dava konusu 6 ve 7 no’lu bağımsız bölümlerin terkin edilip edilmediğinin ve son durumunun tapu kayıtları getirtilmek suretiyle incelenerek, dava konusu 6 ve 7 no’lu bağımsız bölümlerin arsa payının, davalı adına oluşan paya yansıma oranı tespit edildikten sonra bu miktar üzerinden iptal ve tescile karar verilmesi gerektiği-
Kabule göre ise; muhdesatın tespiti davalarında, davanın konusu (müddeabih) muhdesat iddiasını kabul etmeyen davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup, buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nin 326/2. madddesi uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden davalıların tapudaki hisseleri ile HMK’nin 312, Harçlar Kanunu’nun 22. ve karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gözönünde bulundurulmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği-
Davacı tüketici ile davalı arasında imzalanan ... Yenileme Projesi Gayrimenkul Satış Sözleşmesi'nden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği- Görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olduğu; taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği- Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hakkın söz konusu olmayacağı-
Kadimden beri harman yeri ve köy orta malı olduğu belirtilerek sınırlandırılan ve genel harman yeri olduğu anlaşıldığından taşınmaz üzerinde inşa edilen muhdesatla ilgili davacının açtığı kendi aidiyetinin tespiti davasının reddedilmesi gerekeceği-
Zorunlu deprem sigorta poliçesi nedeniyle tazminat istemi-
Taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davasının bulunmadığı, taşınmaz ve muhdesatın kamulaştırmaya konu olduğuna ilişkin herhangi bir iddia,savunma, bilge ve belge de olmadığı anlaşıldığından, davacıların muhdesatın tespiti davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.