Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi kural olarak mümkün olmadığı- Tapudan gelen adresle yetinilerek, davalının payını  devrederek  ilişiğini  kestiği  anlaşılan dava konusu taşınmazdaki adresine  tebligat  yapılmasının isabetsiz olduğu- Ecrimsil talepli davada, emsal araştırması yapılmadan, soyut ve genel verilere dayanarak ecrimisil hesabı yapılmasının hatalı olduğu ve ecrimisilin haksız kullanım tazminatı olduğu dikkate alınmaksızın davalıların kullanım durumları ve süreleri tespit edilmeden belirlenen ecrimisilin pay oranına göre dağıtılmış olmasının hatalı olduğu-
Borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Satış ilanı tebligatının şikayetçiye, tebligat zarfı üzerine  kalemle ''Tebligat Kanunun 21.maddesi'' şerhi verilerek çıkarıldığı, bu adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu ve TK.'nun 21/2.maddesine göre tebligat yapılması gerektiğine ilişkin şerhin yazılmamış olduğu, dağıtıcı tarafından "gösterilen adreste hane kapalı isimden imtina eden güvenlik, muhatabı tanımadığını burada böyle birinin oturmadığını sözlü beyan edip imzadan imtina etmiştir ancak merci adresin AKS olduğunu belirtmiştir. İlgili 6099 Sayılı Kanunun 5.bendi gereğince evrak ilgili mahalle muhtarına tebliğ edildi. Muhatabın kapısına 2 nolu haber kağıdı asıldı'' şerhi verilerek tebliğ işleminin tamamlandığı, takip talebinde ve şikayet dilekçesi ekindeki vekaletnamede de aynı adresin yazılı olduğu, daha önce bu adrese çıkarılan  tebligatın bila tebliğ döndüğüne ilişkin bir tebligat parçasına rastlanmadığı, şikayetçiye çıkarılan satış ilanı tebligatının bu haliyle TK.'nun 10/2.maddesine ve Tebligat Yönetmeliğinin 16/2.maddesine aykırı olduğu ve bu haliyle TK.'nun 21/2.maddesine uygun bir tebligatın bulunmadığı- Muhatabın tevziat saatlerinden sonra adrese döneceği  TK.'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddesi gereğince araştırılmadığından ve tebligatın muhtara teslim edildiğinin muhataba haber verilmek üzere komşuya yöneticiye veya  kapıcıya bildirilmediği anlaşıldığından, tebligatın TK.'nun 21/1, 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve  35/1-f maddelerine göre usulsüz olduğu-
Şikayetçi şirketin bilinen adresi ipotek akit tablosunda belirtilen '…. 182/2 … Ankara'' adresi olmasına rağmen başta icra emri olmak üzere diğer bütün tebligatların borçlu şirketle ilgisi bulunmayan ''... 18/2 … Ankara” adresine çıkarılması ve bila tebliğ iade edilmesi üzerine aynı adrese Teb. K.'nun 35. maddesine göre tebligat yapılması yasaya aykırı olduğu- Satış ilanı tebligatının tebliğ edildiği 11.09.2012 tarihinde İİK. mad. 127’de - 6352 s. K. mad. 30 ile- yapılan değişiklik yürürlüğe girmesine ve borçlu şirketin adresi Ticaret Sicilinde yer almasına rağmen, oradan sorularak bildirilecek adrese Teb. K. mad. 35/4. gereğince tebligat çıkarılması gerekirken, satış ilanının borçlu ile ilgisi bulunmayan adrese tebliğe çıkarılmasının yasaya aykırı olduğu- Şikayetçi vekilinin dilekçesi ekinde borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı bulunan adresini bildirip buna ilişkin takipten önceki tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi suretini ibraz etmesi göz önüne alınarak mahkemece şikayetin İİK. mad. 18/3 kapsamında incelenmesi gerekeceği- Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmesi gerekeceği (İİK. mad. 127), borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihinin kabul edilmesi gerekeceği ve aksinin karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği-
Satış ilanı tebligatının tebliğ edildiği 11.09.2012 tarihinde İİK.'nun 127.maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmesine ve borçlu şirketin adresi Ticaret Sicilinde tutulmasına rağmen oradan adres sorularak bilidirilecek adrese TK.'nun 35/4.maddesi gereğince tebligat çıkarılması gerekirken satış ilanının borçlu ile ilgisi bulunmayan ''Çankaya Cad.18/2Çankaya-Ankara'' adresine tebliğe çıkarılması işleminin yasaya aykırı olduğu için usulsüz olduğu- Şikayetçi vekilinin dilekçesi ekinde borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı bulunan adresinin "T. G. Bulvarı Cezayir Caddesi No:4/2 Çankaya-Ankara'' olduğuna ilişkin 12.04.2010 tarihili Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi suretini ibraz etmesi, takibin 10.06.2010 tarihinde başlaması göz önüne alınarak mahkemece şikayetin İİK.'nun 18/3 maddesi kapsamında incelenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu- İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemece şikayetçinin feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edileceği-
Dava dilekçesinde gösterilen adres, 35/son maddede belirtilen kurum ve kuruluşlardan birine verilen adres ile aynı olduğu takdirde ve bu adrese çıkarılan tebligatın tebliğ edilemeden dönmesi halinde tebligat Tebligat Kanununun 35/son fıkrası uyarınca Tebligat Kanununun 35/2-3 maddeleri hükümlerine göre yapılacağından dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine ilişkin yapılan tebligatın geçersiz olduğu, davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği-
Tebligatı çıkaran merciin lüzum görmesi halinde adres soruşturmasını özel kuruluşlardan, dairelerden de yapması gerektiği- HMK. mad. 27 uyarınca, taraflar usulüne uygun olarak iddia ve savunma için mahkemeye çağırılmadıkça haklarında hüküm kurulamayacağı-
Borçlu adına adrese çıkarılan ödeme emrinin "Muhatabı İstanbul’da ikamet ettiği eltisinin beyanından anlaşılmış olup tebliğ için alınan adrese sevk" şerhiyle başka bir adrese adresine sevkedildiği ve bu adreste bizzat borçlu imzasına tebliğ edildiği, bu aşamadan sonra borçlunun bilinen en son adresi burası olup, yenileme emri, kıymet takdir raporu ve satış ilanının ilk gönderilen adrese çıkarılmasının usulsüz olduğu-
Şikayet konusu yapılan tebligatın TK’nun 10/2. maddesi gözardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2. maddesi gereğince çıkartılan tebligatın usulsüz olduğu, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği–
Tensip zaptının tebliğ belgesine ''Mernis Adresi'' yazılarak tebliğe çıkarıldığı ve dağıtıcı tarafından TK.'nun 21/2.maddesine göre 16/10/2012 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tebliğ işlemine dayanılarak yargılamaya devam edilerek karar verildiğinin görüldüğü, TK.'nun 10/2.. maddesi gözardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2. maddesine göre çıkartılan bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğu, ayrıca Hukuk Genel Kurulu’nun 08/10/2008 tarih ve 2008/12-536 E.- 2008/574 K.sayılı kararında belirtildiği üzere, Tebligat Kanunu'nun 23/9.maddesi gereğince tebliğ memurunun adı ve soyadının tebliğ mazbatasında bulunması zorunlu olduğu halde bu zorunluluğa da uyulmadığının anlaşıldığı, o halde, mahkemece, şikayetçi usulüne uygun duruşmaya davet edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilerek tarafların delilleri toplanmak suretiyle şikayetin incelenmesi gerekeceği-
Davalı dava tarihinden önce, davacıya keşide ettiği ihtarnamede adresini bildirmiş olup,  açılan davadan bir gün sonra aynı zamanda tebligat adresi olan kiralananı boşalttığını belirttiğinden dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiyenin ödeme emrinin gönderildiği adrese Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğinin geçersiz olduğu-