Somut olayda dava dilekçesinde de belirtildiği gibi görevden alınmaya ilişkin olarak vakıf yöneticilerinin vakfın amaçlarının gerçekleştirilmesi doğrultusunda yeterli derecede faaliyette bulunmadıkları iddiasının ileri sürüldüğü, bu iddianın Tüzüğün 23. maddesinin birinci bendinin (g) fıkrası kapsamına girmediği, zira vakfın amaçlarının gerçekleştirilmesi doğrultusunda yeterli derecede faaliyette bulunmamasının vakfın gelirinin azlığından kaynaklandığı, gelir arttığında amaca yönelik harcama ve faaliyetlerinin de arttığı anlaşıldığından; mahkemece davalılar ... yönünden sübut bulmayan davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı dava dilekçesinde vakıf senedinin 4/p ve h fıkralarının değiştirilmesini istediği ve dava kabul edildiği halde tescil kararında, senet değişikliğine ilişkin olarak düzenlenen noter senedinin tarih ve numarasının gösterilmemiş olması doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Vakıflar Genel Müdürlüğü yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağından hüküm fıkrasının 3-a bendindeki "davalıdan" sözcüğü yerine "davacıdan" yazılmak; hükmün 4. bendinin karar metninden çıkartılmak; 5-a bendinin sonunda yer alan "davalıdan alınarak davacılara verilmesine" sözcükleri yerine "davacılar üzerinde bırakılmasına" yazılmak ve "5-a" bent numarası "4-a" olarak değiştirilmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile onanmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Davanın devamı sırasında davacının vefat etmesi halinde, davanın reddi yerine, "...dava konusu hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına..." şeklinde karar verilmesi gerektiği-
5737 sayılı Vakıflar Yasası’nın 76.maddesi (2762 sayılı Vakıflar Yasasının 40.maddesi) gereğince, gaile fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin davalarda, Vakıflar Genel Müdürlüğü kanuni hasım olmaları sebebiyle, davanın kabulü halinde yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulması doğru değil ise de; bu yanılgının düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
2762 sayılı Vakıflar Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak çıkartılan Vakıflar Tüzüğü'ne göre yapılan yazılı sınavda başarılı olamaması sebebiyle Merkez Tevcih Komisyonu'nun 16.11.2006 tarih ve 10 sayılı kararıyla vakfın Y. Y. adına niyabeten yönetilmesine karar verildiği ve bu şekilde vakfın yönetiminin ve temsilinin halen devam ettiği, böylece 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca dava ihbar edilen ve mahkemece tevliyete ehil evlat olduğunun tespitine karar verilen Y. Y.'in ancak vefat veya mütevellilikten çekilmesi halinde on yıllık sürenin başlayacağı dikkate alınmadan, hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Senet değişikliğine ilişkin istem üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 26.06.2009 tarih 9632 ve 06.10.2009 tarih 13796 sayılı görüşleri doğrultusunda yeni senedin düzenlenmesi için vakıf mütevelli heyetinin 19.11.2009 tarihinde karar aldığı, davacı tarafça kararın verilmesinden önce bu yeni düzenlemeler için süre istendiğine göre, mahkemece gerekli süre verilerek oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesinin gerekeceği-
Gaile fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin davalarda, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kanuni hasım olması sebebiyle, davanın kabulü halinde yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğinin düşünülmemesi doğru değil ise de; bu yanılgının düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Uygulamada karışıklık ve duraksamaya sebep olacak şekilde, davanın kabulüne karar verildiği halde, davacının hangi vakfın evladı olduğunun açıkça gösterilmemiş olmasının ve 5737 sayılı Vakıflar Yasası’nın 76.maddesi (2762 sayılı Vakıflar Yasasının 40.maddesi) gereğince; gaile fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin davalarda, Vakıflar Genel Müdürlüğü kanuni hasım olduğu halde yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulması doğru değil ise de; bu yanılgının düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyeceği-
Dışarıda hazırlanan tescili istenilen vakfa ait senedin, noterlikçe sadece imzaları onaylanmış olup böyle bir senet resmi düzenleme şeklinde yapılmış sayılamayacağından davacı tarafa bu eksiklik giderilmek üzere süre verilip ondan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-