Şikayete konu işlemin İcra Müdürlüğü tarafından yeni tesis edilen bir işlem olduğu, bu nedenle derdestlik hususunun bulunmadığına ilişkin gerekçesi yerinde ise de şikayetçinin ilamın gereğinin yerine getirilmesi için ek süre tayin edilmesi talebinin reddine ilişkin işleme yönelik şikayetinin iş bu temyiz incelemesi yapılan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesinin karar tarihi olan 14.03.2024 tarihinden önce, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 14.06.2023 tarih, 2023/... Esas, 2023/... Karar sayılı ilamı ile kabulüne karar verilerek 06.03.2023 tarihli İcra Müdürlüğü işlemin iptaline karar verildiği ve bu karar doğrultusunda ilamın infazı için borçluya süre verilmesi gerektiği gözetilerek, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğu-
İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu- Gerek icra dairesi ve gerekse icra mahkemesinin ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı-
Alacaklının takibine dayanak yaptığı ................. tarihli ilamın, takip alacaklısı lehine hükme bağlanan yol geçit hakkı tesisine ilişkin olduğu, anılan ilama dayanılarak meni müdahale ve tahliye istenemeyeceği, bu nedenle anılan ilama dayalı olarak başlatılan takipte, borçluya İİK'nın 30 ve 31. maddeleri uyarınca örnek 4-5 nolu bir işin yapılmasına veya yapılmamasına, bir irtifak hakkının kaldırılmasına veya gemi üzerindeki intifa hakkının kaldırılmasına veya yükletilmesine dair ilâmların yerine getirilmesine ilişkin icra emri tebliği gerekip, borçluya taşınır teslimine veya taşınmaz tahliye ve teslimine ilişkin örnek 2 no'lu icra emri gönderilmesinin doğru olmadığı-
İcra Müdürlüğünce şikayet tarihinden sonra alınan 21.02.2022 havale tarihli bilirkişi raporunda ilam gereklerinin yerine getirilip getirilmediğinin sayısal verilerle net olarak açıklanmadığı, alacaklının itirazlarının karşılanmadığı, bu halde, mahkemece, takip dayanağı ilamda yazılı şekilde hükme esas alınan 10.11.2014 hakim havale tarihli fen bilirkişileri heyet raporuna uygun olarak ilgili yerin kal'i ve eski hale getirme işlemlerinin yerine getirilip getirilmediği hususunda mümkün olduğu takdirde takibe dayanak ilamın yargılaması sırasında bilirkişi olarak dinlenilen ve tapu dışı eklentilerin deniz görüşünü 13.53 metre daralttığını belirleyen bilirkişilerden net ifadeler içeren ve Yargıtay denetimine açık, denetlenebilir bilirkişi raporu alınmasından sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken icra müdürlüğünce şikayet tarihinden sonra aldırılan, sayısal veriler içermeyen ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin ve istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddinin isabetsiz olduğu-
Taşınmaz hakkında müdahalenin men’ine karar verilip verilemeyeceği- Davacının anayasal haklardan olan mülkiyet hakkına dayanarak eldeki elatmanın önlenmesi davasını açtığı- Yargılama sırasında yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere davalının davacının taşınmazına 9.05 m2 lik müdahalesinin olduğu- Mahkemece, davaya konu yerin tarihi eser niteliği gözönünde bulundurularak uyuşmazlığın çözümü için Kadastro Müdürlüğünde çalışmalar yapılması, dolayısıyla husumetin idari yoldan çözülmesi gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmişse de, dosya kapsamından Kadastro Müdürlüğüne defaten başvuruların yapıldığı ancak özellikle Valilik Kadastro Müdürlüğünün yazısında belirtildiği üzere başkaca yapılacak bir işlemin olmadığının bildirildiğinden adli yargı yerlerinin görevli olduğu bir konuda uyuşmazlık şeklinde yargı önüne gelen hususta bağlayıcı karar vermeksizin husumetin idari yoldan hâllinin gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- İİK'nun 30 uncu maddesi de gözönünde bulundurulmak suretiyle davacıya mülkiyet hakkının teslimi yani elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece yapılması gereken işin, ....... parsel sayılı taşınmaz malikine ait mirasçılık belgesi temin edilerek davacının taraf sıfatının olup olmadığının denetlenmesi olduğu, bunun yanında davacının kayıt malikinin mirasçısının olduğunun belirlenmesi halinde kal talebi de bulunduğundan kayıt malikinin diğer mirasçılarının da davaya muvafatkatları sağlanarak taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği- Kal'ine karar verilen yer hakkında kal hükmü kurulması ile yetinilmesi gerekirken, İcra ve İflas Kanunu'nun 30. maddesine aykırı olacak şekilde kal masrafının da tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı-
İİK'nın 30. maddesinde bir işin yapılmasına dair ilamların infazı düzenlenmiş olup, mahkemece yapılacak işe hükmedilmesi ve hükmedilen işin yapılması için Kat Mülkiyeti Kanununun 33.maddesi gereğince uygun bir süre verilmesi ile yetinilmesi gerektiği-
Yargıtay uygulamalarında yöneticinin kat maliklerine karşı sorumluluğu, vekilin sorumlulğu kapsamında değerlendirilmekte olup, vekilin sorumluluğu ve dönemsel edimlere zamanaşımının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlendiği-
Mahkemece, irtifak hakkına elatmanın önlenmesine ilişkin hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmasa da; bilirkişi raporunda belirtilen eski hale getirme işlemi için davalılara 5 iş günü süre verilmesi ve yıkım masraflarının davalılardan tahsiline yönelik hüküm kurulması yerinde olmayıp belirtilen hususların hükmün infazı sırasında dikkate alınması gerektiğinin düşünülmemesinin doğru olmadığı, ancak bu hususların kararın bozulmasını gerektirmiş ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Mahkemece, uzman bilirkişiler aracılığı ile müdahalenin ne şekilde giderilebileceği ve bunun için yapılması gereken işlemler ile alınması gereken tedbirlerin neler olduğu, bilirkişi rapor ve krokisinde tereddüde neden olmaksızın, ölçüye dayalı olarak açıkça ve infaza elverişli biçimde gösterilmesi gerekeceği- İcra ve İflas Kanunu 30. madde hükmüne aykırı olacak şekilde, taşınmazlardaki toprak kaymasını önlemek için belirlenen tazminatın, davalıdan tahsiline şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-