Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlü olduğu-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Davanın ziynet eşyalarının mevcutsa aynen, mevcut değilse bedelinin tahsiline ilişkin olduğu, davacının, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altında olduğu, olayda, davacının, kadın evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanıkların beyanı ile ispat edemediği, bununla birlikte davacı, delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya, ziynetlerin elinden alındığı, götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
İmzaya itirazda, “senetteki imzanın borçluya ait olduğunu” ispat külfeti senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olup, alacaklı yerine borçludan bilirkişi ücretini yatırmasını isteyip, “bilirkişi ücretini yatırmadığından bahisle” “itirazının reddi”nin usulsüz olacağı-
Mahkemece yapılması gereken iş; iddia ve savunmalar doğrultusunda taraflara tanık ve delillerini bildirmeleri için süre ve imkan tanınması, mahkemece belirlenen yerel bilirkişiler ile tüm taraf tanıklarının HMK.nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, aynı kanunun 259 ve 290/2.maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların mümkün olduğunca keşif yerinde dinlenmeleri, taşınmazın evveliyatında kime ait olduğu, ne şekilde (taksim, satış, bağış vb.) kime veya kimlere intikal ettiği, malik sıfatıyla zilyetliğin kim tarafından, ne şekilde sürdürüldüğünün yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması olduğu-
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince davacının davasını isbatla yükümlü olduğu, davalı bankanın ipotek tesisi sırasında taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığını, bankanın bunu bilebilecek durumda olmayıp iyi niyetli olduğunu savunduğu, mahkemece davacıya verilen süreye rağmen davalı bankanın kötüniyetli olduğunu ispat yönünde delil sunmadığı, kaldı ki davalı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi talebini davacı ile davalı eşin taşınmazı terk edip gittiği dönemde istediği, açıklanan nedenlerle ipoteğin kaldırılması talebinin reddinin gerekeceği-
Temel ilişkiye yönelik iddiasını diğer delillerle kanıtlayamayan davacının, dava dilekçesinde “vs.delil” ibaresine yer vermek suretiyle yemin deliline de dayandığına göre, mahkemece yemin hakkı hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-