"Takip dayanağı bononun satış sözleşmesi nedeniyle verildiğini ve alacaklının edimini yerine getirmediğini" ileri sürerek takibin iptalini isteyen borçlunun başvurusunun "borca itiraz" niteliğinde olup, kabulü halinde takibin "iptaline" değil "durmasına" karar verileceği, mahkemece alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle itiraz kabul edildiğine ve kabul gerekçesi esasa ilişkin olmadığına göre, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasının da isabetsiz olduğu-
Bozma kararı üzerine, ek karar öncesi kesinleşen mahkeme kararını ortadan kaldırır şekilde yeniden önceki hükmün tekrarı niteliğinde hüküm verilemeyeceği-
Borçlular tarafından ödeme belgesi olarak sunulan banka dekontlarında takibe dayanak yapılan bonoya açık bir atıfta bulunulmadığından, mahkemece, borca itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, taleple bağlılık ilkesi gereğince borçlunun şikayeti ile sınırlı olarak inceleme yapılması ve bu konuda karar verilmesi gerektiği-
Çek tazminatı sorumlusunun keşideci olduğu, mahkemece, şikayetçi borçlunun çek tazminatından sorumlu tutulmasına yol açacak biçimde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Borçlunun borca itirazının duruşmalı olarak inceleneceği-
Senet üzerinde “teminat” ibaresinin bulunmasının, neyin teminatı olduğu açıklanmadığı sürece, başlı başına senedin teminat senedi niteliğinde olduğunun kabulünü de gerektirmeyeceği, "borca itiraz" niteliğinde olan teminat senedine yönelik itirazın duruşma yapılarak incelenmesi gerektiği-
Borçlunun borcu kabul etmesi halinde İİK'nun 170/a-son maddesi uyarınca artık dayanak senedin teminat olarak verilip verilmediği üzerinde durulamayacağı,mahkemece, borçlunun ödeme iddiasının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Takibin başlatıldığı yerin dayanağı belirtilmediği, mahkemece, İİK 50. maddesi atfıyla HMK'nın yetkiye dair hükümleri çerçevesinde borçlunun yetkiye itirazının kabulü gerekeceği-
Takibe konu bonoların bonoların ciro yoluyla Etibank A.Ş.'ye verildiği, Etibank A.Ş.'nin alacaklarının daha sonda TMSF.'ye devredildiği, Fon tarafından ise alacağın takip alacaklısına temlik edildiği uyuşmazlıkta, bonoların vade tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 s. TTK.'nun 690. ve 661/1. maddeleri uyarınca, keşideciye karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıl olduğu ve takip konusu yapılan 2 adet bononun vade tarihlerinden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra TMSF.'ye devredilmesi karşısında, zamanaşımına uğramış bir alacağın TMSF.'ye devri nedeniyle kazanılmış hakkı ortadan kaldırır şekilde, geçmişe etkili olarak zamanaşımı süresinin 20 yıla uzatılması mümkün olmayacağından takibe konu bonolar hakkında 20 yıllık zamanaşımı süresi uygulanamayacağı ve mahkemece, zamanaşımı itirazının kabulü ile İİK.nun 169/a-5. maddesi gereğince itiraz eden borçlular yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-